Silivri’deki sakin denizin sergilediği o hoş manzara bizi durdurdu. Dalgalar hafif hafif sahile vururken deniz kabukları toplamaktan, sürüler halinde giden yunusları seyretmekten öyle keyif aldık ki!
Ama birine, herhangi birine sormak istediğim bir soru vardı: Birine karşı saçma sapan bir şey yaptığı için öfkelenirken aynı zamanda onu tüm kalbinizi nasıl sevebiliyordunuz?
Hislerin ağrıdığı
her çocuğun bir akşamüstü içine ağladığı
korkunç deniz kabukları.
kulağını daya ve o sesi dinle: Uzaya terkedilmiş modüllerin iniltisini.
Pasa sinmiş Çürük Et kokusunun kronolojisini-
astronotu "ana" gemiye bağlayan göbek kordonunu dinle!
Hiç bitmesin istediğim Nazende’li günler ve çocukluğum, babamın tayininin İstanbul’a çıkmasıyla ortaokulu bitirdiğim sene bitmişti. Sanki hayat bana çocukluğumun bir hediyesi olarak onu vermiş, çocukluk bitip gençliğe adım attığım ilk yıllarda da onu benden almıştı. Dalgalarla yarıştığımız, deniz kabukları topladığımız, kumdan kaleler yaptığımız, ağaçların meyvelerini toplamak için yarıştığımız, misketlerin en güzeli için kavgalar edip çimenlerde yatıp yuvarlandığımız günler bitmişti artık.