Biz... Yaptıklarımızdan çok yapmadıklarımızdan mesulüz. Konuşmamız gereken yerde sustuklarımızdan, savaşmamız gereken yerde kaçtıklarımızdan, koşmamız gereken yerde durduklarımızdan...
Toplumlar konuşmaya korktukları şeyleri yaşamaya mahkûmdur.
Reklam
Sonuçta tüm fırtınalara, dalgalara, yırtıcı balıklara ve korsanlara rağmen pusula ileriyi göstermeye, gemiler ilerlemeye, rota ilerletmeye devam etmek zorundadır. Hiçbir kaptan, fırtınanın dinmesini, olduğu yerde sabit kalarak beklemez. Hepsinin eli, dönen dümendedir.
Daha çok can yakmak, daha çok öldürmek, daha çok kanatmak istiyordum ki... Yaşamaktan yorulan ruhum bir cinayette dinlendi. Zalimleri ezmeyeceksem neden verildi ayaklarım? Boğmayacaksa, ellerim neden bir boynu kavrayabilecek biçimde tasarlanmış? Gözler görmeyecekse masumları, niye var? Niye var, çığlıklara kapanacaksa kulaklar? Niye var, "Adalet!" diye haykırmayacaksa dudaklar? Ne diye var, ceza almayacaksa sanıklar ve ne diye var, koruyamayacaksak çocuklar? Ve.. Niye var, sevemeyeceksek kadınlar?
Sayfa 19
"Acıları aynı olan insanlar, amaçları aynı olanlardan çok daha sağlam bağlar kurar. Acılarda menfaat yoktur. Acıyı kullananlar, henüz tatmamış olanlardır."
"Çocuklara dayanamıyorum. Onların masumiyeti karşısında ne bir direnç gösterebiliyor ne de bir çift minik gözün sevimliliğine karşı kıyabiliyordum. O kada büyük olsa ki kollarım, bütün çocukları kucağıma doldurup sarabilsem."
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.