Her türlü şirrete başvuran, sonra da mazlumu oynayan bu adamlar ya tövbe ederek, "Ey Müslümanlar! Biz büyük bir yanlışı irtikap ettik. Bâtını olduk, Oryantalistlerin görüşlerini aldık, ne kadar yıkıcı hareket varsa hepsiyle içli dışı olduk. Lakin şimdi nâdim olduk." desinler ya da Kurânın karşısındaki her fırka gibi muharref fikirler çöplüğüne atılacağı zamanı beklesinler...
Derdi dünya olanın hedefi de rant olur. Bir grup Tarihselcinin müeddeb Müminlerin Kur'an-ı Kerim müdafaasına "rant kavgası" demesi, aslında kendileri için geçerlidir. Hadiseler kimin, hangi rantın peşinde koştuğunu zaten haber veriyor. Her makale/tebliğden ücret alan onlar, hiçbirinden almayan biz, "rant devşirme" iddiasında bulunan yine onlar. Charlie Hebdo, Efendimiz Aleyhisselama sövdüğünde, o paçavrayı tel'în eden milyonlarca Mümin de rant peşinde miydi?! İmanın zevkine eremeyenler, Kur'an-ı Kerim'e hakaret edildiğinde, mel'unları tel'în etme cesareti de gösteremezler.
Kur'an-ı Kerim, bu Ümmet'in kilit taşıdır. O düşerse her şey düşer. Onu korumak, İslam'ı korumaktır. Bu yüzden onun itibarını hedef alan her sebbiyeye her bölgeden, her yaştan Müslümanların sert tepkisi olur. Bu tepkiyi manipüle etmek, hem Kur'an'ı itibarsızlaştırma oyunlarını "fikri bir ameliye" gibi gösterir hem de oryantalistlere cesaret verir. Ne var ki Kur'an Müslümanlığı adına Sünnet-i Seniyye'ye saldıranlardan Deistlere, Ateistlerden Tarihselcilere hepsi Kur'an'a hakarete "ilmi çalışma, müdafaya ise "linç" der.
"açık bir şekilde, müslüman bir kadın tam 1400 yıl önce özgürlüğüne zaten kavuşmuştur"
Kur'ân'a iftira atmaktan daha büyük bir münker olmayacağına, o düşünce her şeyin de düşeceğine göre bütün Müslümanlar ayet-i kerimeleri muhâfazaya memurdur. Bu milletin çocuklarına Kur'an-ı Kerim'i tefsir etmekle mükellef olan bir tarihselci, -hâşâ- "Ayetler Allah Teâlâya değil de Allah Rasûlü'ne ait" derse, bu noktada susan bir talib-i ilim, inandığı Kitaba ihanet etmiş olur.
Kur'an-ı Kerim'e en galiz ifadelerle hakaret edilirken susan, onu müdafaa etmeyen Müslüman'ın iman problemi vardır. Bütün Müslümanlar inandıkları kitabı müdafaa ve muhafaza ile sorumludur. Nitekim Allah Azze ve Celle şöyle buyurmaktadır: "Siz insanlar arasından çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. Marufu emreder, münkeri nehyedersiniz ve Allah'a iman edersiniz."