Ya Bağımsızlık Ya Ölüm
Bu kararın dayandığı en güçlü düşünce ve
mantık şuydu:
“Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli
bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam
istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir. Ne
kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun,
bağımsızlıktan yoksun bir millet, medenî insanlık
dünyası karşısında
" 'Benim artık hiç yaşamaya arzum yok, dostum!' dedi. 'Allah'tan dileğim bir an evvel canımı almasıdır. Benim dünyada artık hiçbir ümidim kalmadı.' "
Mühim iş...
Bakın Allah için söyleyelim: Felatun Bey'in yeni yazılmış eserlere merakı pek fazladır. "Canım şöyle bir hikaye basılmış." dediler mi, Felatun Bey için "Onu görmedim." demek imkansızdı. Hangi kitap çıkar ise çıksın, satıcılardan kendisine devamlı kitap getiren uşak, önce Felatun Bey'in kitabını götürüp Beyoğlu'ndaki Ciltçi Gulam'a teslim eder, o da iyisinden alafranga olarak kitabı ciltler, arkasına altın yaldız ile (A), (P) harflerini de bastıktan sonra götürüp Felatun Bey'in uşağına verir, Akşam bey eve geldiği zaman kitabı görünce; alır, çok düzenli olan kütüphanesine yerleştirirdi
Sayfa 13Kitabı okudu
Biz diyoruz ki: Dostlar! Kalemimiz, fikrimiz sterlin kölesi olmasın... Vicdanımız doların esiri olmasın... Düşmanın çizmeli istilasını tepelemek kolaydır. Fakat bir kere sinsi sinsi dolar ve sterlin emperyalizminin sömürgesi olduk mu, kurtuluş zordur. Hem uşak oluruz, hem de kendimizi efendi sanırız.
Biz diyoruz ki: Kara gözlerimize aşık oldukları için bize sterlin ve dolar vermez eloğlu.
Onlar diyor ki: Yaaa... Demek ki, vicdanın, fikrin ve kalemin, rublenin kölesi olsun ha...
Ne diyelim, fakat dünyada, köle olmadan da yaşanır dostlar! Hatta, parti veznesinden alınan Türk lirasının bile uşağı olmadan...
(SABAHATTİN ALİ - Markopaşa Dergisi, Sayı 8, 27.01.1947)
Sayfa 107 - Sterlin, Dolar ve RubleKitabı okudu
Sokakta, cemiyet aleyhinde ihbaratta bulunmak üzere geldiklerini söyledikleri Pirlepe'den gelen süvari mülazımlarından Nidai ve Hüseyin Efendiler [ile] Piyade Mülazımı İsmail Hakkı Efendi'ye rast geldim. Kan beynime sıçramıştı. Bu genç fikirlerin, böyle vatanın izmihlaline hadim [çökmesi için çalışan] bir idare-i mülevveseye [karışık, temiz olmayan yönetime] şüphesiz ufak bir mükafat için casusluk etmesi kanıma dokunmuştu.
...efendi çiftin üzerine çullandı ve hiç düşünmeden, en ufak önlem bile almadan, bir biri ardına, gırtlaklarına birer dil tıkıştırdı.
