Ne kadar süslenselerde, sırıtıyordu bir yerlerinden zavallılıkları
Moiz'i bu akşam bu konağa sokmak için Adnan onu gündüz, sırayla hamama, berbere, kundura boyacısına, fes kalıpcısına götürmüştü; fakat sefalet muziptir ve fukaralığın insan
vücuduna oyduğu izler, uzaktan kir gibi görünen kemik gölgeleri, suyun heyecanı ve sabunun inadıyla kaybolamazdı. Insan derisinin temiz olduğu belli olmak için altında kan lazımdır:
Moiz, temizlenince büsbütün çirkin olmuştu.
Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın,
Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın.
Sayfa 101Kitabı okudu
' Moiz'i bu akşam bu konağa sokmak için Adnan onu gündüz, sırayla hamama, berbere, kundura boyacısına, fes kalıpçısına götürmüştü; fakat sefalet muziptir ve fukaralığın insan vücuduna oyduğu izler, uzaktan kir gibi görünen kemik gölgeleri suyun heyecanı ve sabunun inadıyla kaybolamazdı. '
Sayfa 91 - Oğlak YayıncılıkKitabı okudu
Hepimiz Türk kavminin selâmeti için nöbet bekleyen birer nefer gibi nefesimizin sonuna kadar milletimiz, Türklüğümüz için çalışalım. Ve gözlerimizi kaparken vicdanımız bize bu sözleri tekrar etsin: "Türk milleti için gece uyumadım, gündüz rahat etmedim, ölünceye kadar çalıştım."
Sayfa 439Kitabı okudu
Biz Türk askeriyiz kumandanım. Cephede, gündüz gözüyle, süngü süngüye, kılıç kılıca, tüfek tüfeğe ve illâ ki düşmanımızı görerek cenk etmeye alışkınız. Hani Hz. Hamza'nın meşhur bir sözü var ya kumandanım, "Gözümün gördüğü hiçbir şeyden korkmam" diye. İşte, biz de gözümüzün gördüğü hiçbir şeyden korkmayız.
Sayfa 21Kitabı okudu
Bulgar ordusu, Osmanlı ordu kurmaylarının hiç ummadığı ve beklemediği bir strateji uygulamış ve her mıntıkada gece baskını düzenlemişti. Ayrıca bu baskınlar sırasında projektör kullanılmış, hedefler bu projektörlerle gündüz yerine çevrilmiş, böyle bir şeyi ilk defa gören Osmanlı askerinin şaşkınlığı ve paniği had safhaya çıkmıştı. Gözleri dev projektörlerin ışığından kamaşıp düşman hatlarını göremeyen ama kendileri apaçık meydana çıkan Osmanlı askerleri tel tel dökülmeye başlamış, Bulgar aske- rinin, "Süngüyle saldırın!" naralarından ürkerek, "Düşman geliyor" bağrışlarıyla mevzilerini bırakıp kaçmışlardı.
Sayfa 18Kitabı okudu