815 yılında, yani Avrupa’nın daha okuma yazma nedir bilmediği bir devirde, Halife Me’mun Bağdat’ta içinde bir milyon kitap bulunan Beytü’l Hikme/Bilgelik evi’ni kurar.
Şunu hatırlatalım ki Balfour Bildirisi (1917) sırasında siyonistler toprağın ancak yüzde 2.5, "Filistin'in Paylaşılması" kararı (1947) zamanında ise sadece yüzde 6.5'uğuna sahiptiler. Bugün, yani 1982'de o toprakların yüzde 93'üne sahipler.
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
Siyonizmin sömürgeci ve ırkçı karakteri sadece kişilerin durumunda değil, toprak gaspında da kendini gösterir. Siyonizm Filistinlilerin varlığını uzun zaman inkâr ettiği ve hâlâ da reddettiği gibi, bir de "topraksız bir halk için halksız bir toprak" masalı ile yeşerteceği çöller yalanını uydurmuştur. Orada asla İsrail "mucizesi" diye bir şey yoktur. Şaşılsa şaşılsa, bir nüfusun nasıl yıldırım hızıyla kovulup yerine başkalarının yerleştirildiğine ve toprak mülkiyetinin el değiştirmesine imkân veren soygunun süratine şaşılabilir. Burada da kesinlikle "mucize" söz konusu değildir. Söz konusu olan, siyasî siyonizmin sömürgeci siyasetinin temel aracı olarak İsrail kurulmadan çok önce hazırlanmış sistemli bir kamulaştırma planıdır.
Sayfa 131Kitabı okudu
Gel gör ki batılı görüş açısı dünyayı kendi ufkuyla sınırlandırır...
Filistinlileri kovmak ve topraklarına el koymak, kasıtlı, kararlı ve sistematik bir girişim olmuştur. Filistin'de toprak alımlarıyla görevli, Yahudi Milli Fonu Müdürü Yossef Weitz 1940'ta şöyle yazıyordu: "Bu ülkede iki halka yer olmadığı bizler açısından açık ve net olarak bilinmelidir. Eğer Araplar burayı terk ederlerse, bu bize yeter (...). Hepsine yer değiştirtmekten başka çare yok; tek bir köy, tek bir kabile bırakılmamalı... ABD Başkanı Roosevelteni ve bütün dost devlet başkanlarına anlatıp izah etmek gerekir ki: Şayet bütün Araplar çeker giderse ve sınırlar kuzeyde Litani ırmağı boyunca ve doğuda da Golan tepelerine doğru biraz itilirse İsrail toprağı pek de küçük olmayacaktır.
Sayfa 121Kitabı okudu
Kur'an, Allah'ın çağrısına "Lebbeyk/Buyur Rabbim! Emrine hazırım!" diyerek cevap veren Hz. İbrahim neslinin kimler olduğunu, oğulun şu kayıtsız şartsız boyun eğişini de örnek göstererek en iyi şekilde tarif etmiştir: "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap, inşallah beni sabredenlerden bulacaksın!" Evet, Hz. İbrahim'in nesli, Allah'ın takdirine her türlü insanî akıl ve iradenin işte böylesine kayıtsız şartsız teslim olmasıyla başlar.
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.