Hep bir şey söylenir ya Bekir kardeşim; her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır...İslam arkada tutmuyor kadını, yanında tutuyor.Arka diye bir şey yok. Hacer, İbrahim'in(as) yanında; Hatice anamız da Resulullah'ın(sav) yanındadır...
İşte ölümüne sevda...İşte Ebû Bekirce sevgi...İşte gerçek muhabbet...
"Dağdan aşağı inip Yesrib'e doğru yola koyulduklarında Hz. Ebû Bekir, bir öne geçiyor, bir arkaya, bir sağa geçiyor, bir sola, bir türlü yerinde durmuyor, duramıyor; Efendimiz'in (s.a.v.) etrafında halkalar çizerek yürüyordu. Efendimiz (s.a.v.) Hz. Ebû Bekir'in bu yürüyüşüne bir anlam veremiyor ve soruyordu: "Ey Ebû Bekir!
Aristo'nun tabiriyle, "Birbirlerine hoş ve faydalı görünmedikleri gün birbirlerini artık sevmeyen," dostlarla ne işimiz var.
Bizim, peygamberiﷺ ısırmasın diye ayağını yılan deliğinin üstüne kapatan Ebu Bekir'imiz, suikastı haber alınca peygamberin yatağına yatan Ali'miz var. Son yudum suyu birbirlerine gönderip susuz şehit olan sahabilerimiz var.
Bizim, "İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız",
"Sizden biriniz kendisi için sevdiğini Müslüman kardeşi için de sevmedikçe (istemedikçe) gerçek mümin olamaz", "Size aranızdaki sevgiyi artıracak bir şey söyleyeyim mi, selamlaşınız", "Hediyeleşin ki aranızdaki sevgi artsın," diyen bir peygamberimiz var!
"Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz," diyen Yunus'umuz, düşmanın attığı taştan değil, dostun attığı gülden incinen Hallac-ı Mansur'umuz var.
"... öyle bir imkan ki kim sevgilisine günde beş defa kayıt ve şart olmaksızın kavuşabiliyor, kusuruna dahi bakılmıyor.."
Namaz için ne gerçek bir güzelleme.