Derken açık havanın, masmavi göğün farkına vardı, derin bir soluk aldı. Güneş yavaştan yengiyle çıkmış bir kumandan gibi belirmişti ufukta ve bütün ovayı bir cıvıltıdır kaplamıştı. Uçsuz bucaksız vadinin üstünde doğudan batıya altın tozundan bir ırmak akıyordu. Sıcacık yaşam, toprağın iç çekişleri, kuşların cıvıltısı, ağaçların ve akarsuların tatlı mırıltısıyla gençlik aşısı gibi dört bir yana yayılıyor, bütün canlıları kavrıyordu. Güzel şeydi yaşamak, köhne dünya bir bahar daha yaşamak istiyordu.
Zenginlere bağırıp çağırmanız boşuna, talihin önünüze getirdiği serveti yoksullara verecek yürek yok sizde... Kendinize özgün malınız mülkünüz olduğu ve kentsoylulara duyduğunuz kin yalnızca onların yerine geçip kentsoylu olabilme hırsından geldiği sürece, mutluluğa layık değilsiniz!