“Sorun çocuğun ölümü değildi. Açığa kavuşturulması gereken asıl gizem, bu çocuğun ölmeden önce kırk gün kırk gece bir sandalda yaşamasına Tanrı’nın neden göz yumduğuydu. Tanrı’nın kullarına beslediği sevgiyle nasıl bağdaşabilecekti bu durum? Scobie kendi yarattığını sevecek kadar insanca duyguları olan bir Tanrı’ya inanabilirdi ancak.”
Küçük hırsızı hapse atıyorsunuz fakat büyük hırsız sarayda yaşıyor.
Sayfa 177 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Aşk, aşk, aşk" diyen hiç kimseye inanmam. Aşk demek, "ben, ben, ben" demektir aslında.
Sayfa 339Kitabı okudu
Herkes er geç ölecek. Ölmeye hepimiz katlanabiliyoruz, bizim asıl katlanamadığımız şey yaşamak.
Sayfa 328Kitabı okudu
"İnsan amaç olarak barışın huzurunu isteyebilir, ama o huzura varmak için gerekli araçlar sayılan yakılmış yıkılmış kentleri istemez."
Sayfa 277Kitabı okudu
Ne var ki, insanların birbirlerine sevgisinde zafer yoktur hiçbir zaman. Ölümün ya da kayıtsızlığın son ve kesin yenilgisinden önce, küçük çapta bazı taktik başarılar vardır olsa olsa.
Sayfa 273Kitabı okudu
Hep bir umudu kalır kötülerin. Onlar, derecenin sıfır noktasına varıp, yüzde yüz başarısızlığa uğradıklarını hiç kavrayamazlar. Cehennemlik olma yeteneği, ancak iyi niyetli insanların yüreğinde bulunur her zaman.
Sayfa 68Kitabı okudu
Suriyeli bir şair der ki: Iki yürekten biri her zaman sıcak, biri de her zaman soğuktur. Soğuk yürek elmastan daha kıymetlidir. Sıcak yüreğin ise hiçbir değeri yoktur, bir kenara atılır.
Sayfa 113Kitabı okuyor
Ve bu karmaşık gecede, başından geçenler sayesinde öğrendiğini -yani hiçbir insanın başka bir insanı gerçekten anlayamayacağını, onun mutluluğunu sağlayamayacağını- unuttu bi ara.
Sayfa 101Kitabı okuyor
Tecrübeleri ona iki şey öğretmişti, dualar karşılık bulmuyordu ve böylesine gelip geçici bir sevgili geri dönmeye zahmet etmezdi.
Sayfa 162 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu