5 Temmuz 2013 Cuma
Akşam
...
Işıl ışıl bir güneş, bulutsuz gökyüzü ve oynayacak kimse,
yapacak hiçbir şey yok. Bu şekilde yaşamak –şu an yaşadığım gibi–
böylesine alabildiğine aydınlık ve gölgeden neredeyse yoksun,
herkesin kendini sokaklara atıp alçakça ve insanı sinir edercesine
mutlu olduğu yaz günlerinde daha zordu. Bu çok yorucuydu ve onlara
katılmadığınız takdirde kendinizi kötü hissettiriyordu.
Önümde koca bir hafta sonu, doldurulacak kırk sekiz boş saat vardı.
Kutuyu yeniden ağzıma götürdüm ama tek bir damla bile kalmamıştı.
Özlem denen şey berbat bir şey. Birinin hayatından çıkmasını kabullendiğini sanırsın, yeterince acı çektiğini ve artık bittiğini sanırsın, ama sonra bom! Ufacık bir şeyde, o kişiyi yeniden kaybetmiş gibi hissedersin.
Özlem denen şey berbat bir şey. Birinin hayatından çıkmasını kabullendiğini sanırsın, yeterince acı çektiğini ve artık bittiğini sanırsın, ama sonra bom! Ufacık bir şeyde, o kişiyi yeniden kaybetmiş gibi hissedersin.