Gülüşü tebessümden ibaretti. Kahkaha ile gülmekten haya ederdi. Eğer kahkaha ile gülecek olsa Arş'ı A'la titrerdi. Bu sebeple ömrü boyunca hiç kahkaha ile gülmedi. Hakani Mehmet Bey (Hilye-i Saadet)Efendiler Efendisi*
Sayfa 214Kitabı okudu
Ney-şeker gibi hayâdan her bâr Eğilirdi önüne bir mikdâr Hayasından dolayı şeker kamışı gibi her vakit önüne birazcık meylederek yürürdü.
Sayfa 156
Reklam
Alnı Fetih suresi gibi aydınlık ve açık olunca, kaşı da onun üzerine yazılmış Besmele sayılırdı
Her dem eylerdi dehân etse küşâd Nice Şirin'i o lebler Ferhad Her ne vakit bir kelâm için açılacak olsa o şirin dudaklar nice Şirinleri Ferhat'a döndürürdü.
Sayfa 163
Hâsılı ray-ı arûs-i dehre Nurdan hâl idi ol gül-çehre Velhasıl o gül yüzlü, dünya denen şu gelinin yüzüne nurdan bir ben idi
Hâk-i dergâhın ararlar bî-şek Mahdan mâhiye dek mülk ü melek Mahdan mahiye (aydan balığa kadar göklerin ve denizlerin arasında) olan bütün mülkler ve melekler, hiç şüphesiz senin yolunun toprağını ararlar.
Sayfa 169
Reklam
75 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.