“Private owners of wealth have no right to the liberty to move funds around the world according to their private convenience,” British economist Joan Robinson asserted in 1944. What this meant, in practice, was that governments kept tight rein on the financial industry, limiting cross-border investment and even determining which of their citizens had access to precious foreign currency. Finance could not be allowed to globalize.2
For the negotiators at Bretton Woods, expanding international trade was more than a matter of economics. Having lived through two catastrophic world wars, they saw closer economic ties between nations as fundamental to avoiding a third. But they also knew that family-owned farms and businesses lay at the heart of most countries’ economies. Trade barriers and investment restrictions kept small, inefficient enterprises alive but made it hard for successful ones to expand abroad.
GAZETENİN BİR HAFTASI: KÜBİTEM için tutulan daire Devlet gazetesinin en lüks bürolarından birisi idi. Apartmanın girişi Bayındır sokaktandı ama salonu Meşrutiyet caddesine bakardı. Üç oda ve bir salondan oluşan büronun bir odası sırf Dündar Taşer'e tahsis edilmişti. Dündar Taşer misafirlerini burada karşılar görüşür, sohbetlerini burada
Bir seher vaktında çekip giderken
Ansızın yollarım düze dayandı
Gaflet uykusunda böyle yatarken
Eyvah geçti ömrüm yüze dayandı
Sevdiğim sen bari bir selam gönder
Felek altıma vermedi minder
Ey çark muradınca dön bizi dönder
Ömrüm bahar, yaz, kış, güze dayandı
Seyrani der buldu yaş kemalini
Bir daha görseydim mah cemalini
Hesap ettin cümle dünya malını
Neticesi bir top beze dayandı
Sayfa 84 - İstanbul Maarif Kütüphanesi 1953Kitabı okudu
Son zamanlarda okült bir öğrenci için etsiz bir diyetin gerekli olduğuna dair çok sayıda argüman ileri sürülüyor. Pek çok farklı okült okulun üyeleri bu tartışmayı yapmıştır. Karşıdaki katılımcı tarafından kabul ediliyor olabilecek veya olmayabilecek "ilk ilkelere" dayalı tartışma tamamen tümdengelime dayalı olarak ilerliyor gibiydi.