Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaşam, verdiği tüm mutluluklara karşın aynı zamanda önlenemez bir trajedidir.
Sayfa 237Kitabı okudu
Eğitim görmüş her kişi, normal diye bakılan her şeyin değişkenlik gösterebileceğini bir dereceye kadar bilir.
Reklam
Karen Horney'in kuramı, erken çocukluk yaşantılarının yetişkin kişiliğini etkilediği konusunda temelde Freud'un düşünceleri ile benzerlik gösterse de kişiliğin nasıl şekillendiği ile ilgili Freud'un düşüncelerinden farklılaşmaktadır.
Sayfa 275 - Pegem AkademiKitabı okudu
Karen Horney'in insan doğasına bakış açısı iyimserdir.
Sayfa 274 - Pegem AkademiKitabı okudu
Gurur, ağırlıklı olarak, hiçbir şeye ya da hiç kimseye ihtiyaç duymamak anlamında, kendine yeterliliğe yoğunlaşmışsa herhangi bir duyguyu ya da ihtiyacı itiraf etmek dar bir kapıdan geçmek için eğilmek kadar dayanılmazdır.
Görkem Arayışı
Potansiyelimize ulaşmak için çalışmak, gelişim kuramcısı Karen Horney'nin "görkem arayışı" diye adlandırdığı duruma dönüşürken, neyin gerçek olduğundan çok neyin ideal olduğuna dair daha fazla şey öğrenmiş oluruz. Belki de tam olarak bize uygun olanı bulmadan önce, üzerimizde mühendis olma baskısını hissediyoruz. Anne babamız bize nasıl olduğumuzdan çok nasıl olmamız gerektiğini anlatıyor. Ya da Facebook yirmili yaşlarımızın olduğundan çok daha iyi görünmesi gerektiğini söylüyor. İdeallerimizin peşinde koşarken kendimizle ve dünyayla ilgili gerçeklere yabancılaşıyoruz.
Sayfa 83 - KoridorKitabı okudu
Reklam
Değer
… kendi kendini analiz etme yetisine sahip olan insanlara çekici gelen ve yapisal olarak daha az nesnel, buna karşın daha manevi, bir o kadar da gerçekçi olan bazı kazançlar vardır. Bu kazançlar, iç yapısal güçteki ve özgüvendeki bir artış olarak özetlenebilir. Her başarılı analiz özgüveni arttırır ama bir ülkeyi tek basina, kendi girişim gücüyle, kendi cesareti ve direnme gücüyle ele geçirmis olmann içerdigi belli bir ek kazanç da vardir: Analizeki bu etki, yaşamın diğer alanlarında olanla aynıdır. Bir dağda , gösterilen bir yola koyulmaktansa kendi başına bir yol bulmak, ortaya konan işin ve sonucun aynı olmasina karşın, insana çok daha büyük bir güçlülük duygusu verir. Böyle bir başarı haklı bir gurur yaratmakla kalmaz, ayrıca kılavuzsuz kendini yitik hissetmek yerine yaşamın sorunlaryla gögüs gogüse carpisma yetisine dayanan nesnel bir güven duygusu da yaratır.
Bu
…bir gerçek derinlemesine ürkütücü olsa bile, sağlıklı bir korkuya benzer bir şeyin var olduğudur. Örneğin bir insan sinsice öz-yıkıma sürüklendiğini algılarsa, bu itkiyi net olarak algılaması, bunun sessizce etkinlik göstermesine göz yummasından çok daha az tehlikelidir. Algılama ürkütücüdür ama bu, bireyde bir yaşama iradesi olduğu sürece, karşı eyleme geçecek olan öz-koruyucu enerjileri mutlaka harekete geçirecektir. Ve eğer bir insanda yeterli yaşama iradesi yoksa, analiz olsun ya da olmasın, nasıl olsa yıkılacaktır. Benzer bir düşünceyi daha olumlu bir açıdan dile getirecek olursak: Eğer bir insan kendine ilişkin bir gerçeği keşfedecek yeterli cesareti göstermişse, cesaretinin onu sonuna kadar götürebilecek ölçüde güçlü olduğuna rahatlıkla güvenebiliriz. Onun bu kadar ileri gitmiş olması gerçeği, kendisiyle yüzleşme iradesinin, onu ezilmiş olmaktan alkoymaya yetecek kadar güçlü olduğunu gösterir. Ama bir sorunu yakalama ve bunu çözme ve bütünlestirme arasindaki dönem kendi kendine analize uzayabilir.
… ben de dahil olmak üzere öteki yazarlar analizin amacını olumlu bir yoldan formüle edeceklerdir: Bir insanı içsel boyunduruklardan özgür kılarak onu sahip olduğu en güzel potansiyellerini geliştirmede özgürleştirmek.
… başlangıçta da dikkat çekildiği gibi, bütün bu bireysel farklılıklara karşın, bir nevrozun gelişme temeli olan belirleyici çatışmalar pratik açıdan her zaman aynıdır. Genelde bunlar, kültürümüzdeki sağlıklı insanın da tabi olduğu çatışmaların ay­nısıdır. Nevrotikle normal insan arasında net bir ayrım yapma­nın olanaksız olduğunu söylemek tartışmasız bir görüş, ama bunu bir kez daha tekrarlamak yararlı olabilir. Kendi deneyim­leri için tanıdıkları çatışmalarla ve tutumlarla karşı karşıya olan birçok okur, kendi kendine şunu sorabilir; Ben nevrotik miyim, değil miyim? En geçerli ölçüt, bireyin kendi çatışmalarının tu­zağına düştüğünü hissedip hissetmediği, bunlarla yüzleşip yüzleşemeyeceği ve dolaysız bir biçimde bunlarla savaşıp sava­şamayacağıdır.
Sayfa 203Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.