Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gerçek Mürşid, müridin oluşturdugu "Mürşid putunu" kırandır. Hz. Mevlana Bildiğim bütün manevi eğitim yollarında Mürşid, merkezi ko­ numdadır. Geleneğin yaşayan temsilcisi olarak, öğretiyi yayar ve sa­like, 49 benlik sınırlannın ötesine geçmesi konusunda yardım eder. Her kişi sadece kendi sınırlan dahilinde hareket edebildiğinden, "aş­kınlığı" mümkün kılacak bir "dış" müdahale kaçınılmazdır. Benim Mürşid'im, şu benzetmeyle bu gerçeği bana şöyle açıkladı: "Yarana bir bant sararak kendi kendine ilk yardımı yapabilirsin, ancak kendi kendini ameliyat edemezsin." Salikin dünya görüşü ve davramşlan üzerinde, yolun gerektirdi­ği temel değişikliklerin yapılması adeta ciddi bir ameliyata benzer. Bu seviyede, salikin özdeşleştiği ve sıkıca tutunduğu kişilik özellik­leri, kendi kapasitesinin farkına varmasını tamamen engeller.50 Yok olmak için çok çaba harca ki, böylece VAR olanı görebilesin (FmF, MEB, s.295, 315)
Bu, daha basit ve açık şekilde Hz. Mevlana tarafından şöyle ifa­de edilmiştir: Yüksek mertebelere ulaşan her insan, hayatını çaba ve er­demle devam ettirir. Bu, diğerlerinin, bu tip insanları ve sözlerini reddet­ mesine engel olur. Çünkü diğerleri, batıni değil, sadece zahir olanı görür­ler ve ancak zahir olanı takip ettikleri sürece, batına ulaşabilirler (FmF, MEB, s.252-253)
Reklam
Çok küçük bir azınlık için ulaşılabilir olmasına rağmen, lnsan-ı Kamil mertebesi ilham veren bir ideal olarak görülebilir. Shafii'ye gö­ re (s.241): lnsan-ı Kamil mertebesine ulaşma umudu, insanlıgı en çok ce­ saretlendiren ilhamlardan biridir. Geçmişin parçalanmalanndan, günün çelişkilerinden, kültürel sınırlamalardan ve benligiyle ugraşmasının üste­ sinden gelebilmesi için insana yol göstericidir. Sırf Varlıga entegre olabil­me potansiyelinin f arkındalıgı bile, ruhsal ve psikolojik bakımdan uyanl­mayı saglamaktadır. Amaca ulaşılamasa bile, bu yolda istekli olmak ve amacı akılda tutmak da, cesaret, gelişim ve ümit kaynagı olabilir. Ya da Hz. Mevlana'nın dediği gibi: Aynen gôgün sınırlanna ulaş­ maya çalışan bir kuş gibi; hiçbir zaman ulaşamamasına ragmen, an be an dünyadan uzaklaşmakta ve tüm diger kuşlardan daha yükseklere çıkmak­ tadır (FmF, MEB, s. 268).
Dinle bu neyin sesini, neler anlatıyor, Aynlık acısına düşmüş, nasıl şikayet ediyor! "Beni kamışlıktan kestiklerinden beri, Feryadımla tüm dünya aglayıp inliyor! Aynlıktan parça parça olmuş bir kalb anyor, Ki aynlık acılanndan ona dert yansın Aslından uzaklaşmış kimse, O vuslat zamanını bekler durur. " Hz. Mevlana (Mesnevi 1-8)
Bütün bunlar sana, önündeki durakları farkedesin diye gösterildi. Hz. Mevlana
"Şimdi 'lütuf şuna denir, bu insanın ne tahayyülüne sıgar ne de onun aklının ucundan geçer. Çünkü insanın tahayyülünde her ne olursa olsun, bu onun çabasına ve istidadına denk düşer. Fakat Allah'ın lütfu, Allah'ın istidadına denk düşer. Bundan dolayı Allah'ın lütfu, insanın tahayyülüne ve çabasına degil, Allah'a layık olandır. "Benim lütfum bunlann hepsinin ôtesindedir!" Hz. Mevlana
Reklam
Hz. Mevlana şöyle diyor: Kesinlikle bili­niz ki bütün rollerin yazan kişi değil Allah'tır. Kişinin yaptığı her eylem, iyi ya da kötü olsun, bir niyetle ve bir düzenle zuhura çıkar, fakat gerçek ma­na kişinin düşündüğüyle sınırlı değildir ... Eylemin gerçek manasını sadece Allah bilir ki, yaptıran da O'dur (FmF, MEB, s.304).
Bu noktada Beyazid-i Bis­tami'nin "ihtiyaç duymamaya" olan ihtiyacı bile birşey ifade etmiyor! Yapabileceğim tek şey, sadece bu sınırsız sevgiyi, Varlığı, "dışar­da" yansıtmanın nasib olması için dua etmek. Sufizm'de Allah'ı sev­ mek demek, yarattıklarını sevmek demektir. Allah ile bir an'ım var. . ..
Şimdiye kadar, deneyimlerimi kelimelere aktararak günlüğüme yazmak zor geldiğinde benzetme, mecaz ve özellikle Hz. Mevlana'nm sözleriyle bu zorlu­ğu kısmen aştım. Bu noktada benim için, deneyimin niteliğini anlaşılabilir bi­ çimde ifade etmek mümkün değil. Kullanılacak zamirler dahi uygun değil. "Biz" uygun değil, çünkü iki kişi içeriyor. Ama "biz" "BlR" olmuştuk. "O", doğru değil. Çünkü bu zamir, algılamada "ayrılık, uzaklık" ifade eder. Varoluşun bu halini ifade edebilmeyi "biz", "ben" ya da "o" ile mümkün görmüyorum. Yine de en makul yaklaşım alıntıları kullanmak. Hadis der ki: "Allah ile bir an'ım var ki orada ne gönderilmiş Resullerden birinin ne de Allah'a yakın olan bir meleğin sığabileceği bir yer vardır." Fakat bu, daha büyük bir ölçü­nün tasavvuru için tamamen imkansızdır.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.