Her ülkede de devletlerin sırları vardır ancak bu devletin dış politikasına ve askeri imkan ve kabiliyetlerine stratejik hedeflerine yöneliktir. Ancak bugün dünyada; başta abd olmak üzere dış politikada niyetler açıkça dillendirilmektedir. Türkiye ise sırlar ülkesidir. 1920-1940 0 dönemi gizemliliğini korurken, yakın tarihte cereyan eden olaylar da sır kapsamı içinde mütala edilmiştir. Susurluk olayı üstü örtülmüştür. Örtülü ödeneği istediği gibi harcayan kişi sır arkasına sığınırken konuyla ilgili kişi yargılanıp mahkum edilerek sorun kapatılıyor. Susurluk kazası ile ilgili uyuşturucu kaçakçılığı, mafya, resmi yetkili ağ, sırlarla kapatılıyor. Konuyla ilgilenenler kaza süsü verilen olaylarla ortadan kaldırılıyor. Hükümetler üstü Avrupa kuruluşu jeopolitik uyuşturucu gözlemevi (ogd) ve AB konu ile ilgili rapor hazırlayıp kara para aklama yerlerini uyuşturucu trafiğini, sürekli ülkelere duyurmasına karşın Türkiye bu konuda yine kapalı kutu olmaya devam etmektedir.
Soğuk Savaş (1947-1991)
Soğuk savaşı kabaca İkindi Dünya Savaşı'ndan sonra küresel süper güçler olarak ortaya çıkan Sovyetler Birliği ile Amerika Birleşik Devletleri arasında ortaya çıkan ve bu ülkelerin askeri müttefikleri tarafından desteklenen jeopolitik, ideolojik ve ekonomik savaş olarak tanımlayabiliriz.
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
Rusya'nın Başında Putin Olmasaydı Neler Olabilirdi? Son yirmi yılda o kadar ön görü yoksunu bir zihniyet ülke yönetti ki bugün kim ne tarafa çekiştiriyor ise o tarafa dönerken hareket alanı kalmaz hale geldiler. Batı sömürge çetesi Amerika, Avrupa ve İngiltere ile birlikte Ukrayna yerine bizim askeri gücümüzü zayıflatmak amacıyla Rusya ile
+734
Varlıklarını jeopolitik bir tasarımdan ziyade tesadüflere borçlu olan Monte Carlo, Andorra, Liechtenstein ve San Marino, yalnızca birkaç yüzyıl önce gerçek anlamda yüzlerce kent devletine ev sahipliği yapan Avrupa'da kurulmuş birer politik hilkat garibeleridir. Hayatta kalmaya devam etmelerini tarihî faktörler, hanedanlık ilişkileri ve etraflarında bulunan güçlü devletlerin rekabetine borçludurlar.
Sayfa 19 - Tellekt, Çeviri Yavuz Baran 1. Baskı Haziran 2021 İstanbulKitabı okuyor
Eğer dünya siyasi haritasını bin yıl kadar önceye, yani ikinci milenyumun başlangıcına sararsak, imparatorlukların daha yaygın bir jeopolitik oluşum olduğunu fark ederiz. Haritayı bin yıl daha geriye sardığımızda ise dünyanın en azından belli bölgelerinde oldukça yaygın olan kent devletlerine rastlarız.
Sayfa 14 - Tellekt, Çeviri Yavuz Baran 1. Baskı Haziran 2021 İstanbulKitabı okuyor
Orgeneral Atilla Ateş
"Dünya siyasi tarihine bakıldığında şu gerçek görül mektedir. Önemli jeo-stratejik geçitlerde oturan ve jeo- politik değeri yüksek coğrafyada yaşayan devletler, daima güçlü olmak zorundadırlar. Eğer bu durumdaki devlet zaafa uğrarsa, onun yerini mutlaka başka bir güç gelir ve doldurur. Ülkemize bu açıdan baktığımızda, İstanbul ve Çanakkale Boğazı gibi jeo-stratejik bir geçide sahip olduğumuzu ve Avrupa-Asya-Afrika Kıraları arasında, jeopolitik değeri yüksek Anadolu Coğrafyası'nda oturduğumuzu görürüz. Bu durum açıkça göstermektedir ki Türkiye için şimdi içinde bulunulan kritik durum çok önemlidir ve bekası ile ilgilidir...Bu coğrafyaya hâkimiyet mutlaka güçlü olmayı gerektirir, aksi takdirde bu boşluk mutlaka doldurulur..."
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.