Ben dışarı çıkıyorum dedi ve kapıyı çekti. Sonra geriye dönüp baktı. Bir kapıdan çok, başka bir şeye bakıyordu sanki. Eski bir giysiye belki. Susuz kalmış saksıdaki toprağa. Kalkamadığı bir sabah çoktan uzaklaşan otobüse. Bir fincan kahveye, sevdiğinin dudaklarına değip çekildiği ana.