Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sen Gazi Kemal'i duydun, ben gördüm. Memleketin efendisi köylüdür diye neden dedi Gazi Kemal? Çünkü Kurtuluş Savaşı'nı köylülerle kazandı. Eğer varsa, yarın cennete de köylüler girecek önce. Neden? Çünkü köylüler sade kendilerinin değil, tüm milletin ekmeği için çalışır.
Sayfa 239 - LiteratürKitabı okudu
Ekim Devrimi
Komunizmi kisaca uretim araclarinin ortak mulkiyetine dayali siyasi bir hareket olarak tanimlayabiliriz. Siniflarin (isci, patron) olmadigi sinifsiz bir toplum yaratma amaci tasiyan komunizm, Karl Marx'in ve Friedrich Engels isimli Alman dusunurlerin kaleme aldigi "Komunist Manifesto" ile birlikte anilir. Komunizmin ideali, ozel
Reklam
ATSIZ’IN HİKÂYELERİ: Hikâye, Atsız'ın sanatında en az yer bulan bölümdür. Ömrü boyunca sadece beş hikâye yazmıştır. Onların da dördünü 1931 yılında yayımlamıştır. 1941'de yazdığı beşinci hikâye ise Bozkurt dergisinin Temmuz 1941 tarihli 11. sayısında yayımlanmış, fakat bu sayıda dergi kapatılmıştır. Beşinci hikâye ancak 1966 yılında
Proletarya
Proletarya, esas olarak sanayi işçilerine ve ikincil olarak da diğer ücretlilere atfen kullanılır. Proletarya, herhangi bir üretim aracından mahrum bırakılan ve emek gücünü üretim araçlarının sahibi olan kapitalistlere satmak zorunda olan bir sınıftır. Kapitalist işverenle- rin kendilerine ayırdığı artı-değerden çok daha küçük, az bir geçim ücreti
Sayfa 188Kitabı okudu
Din
Budizm Kampuçya'da köylülerle bağlantılıdır. Keşişlerin büyük bölümü köylü çevrelerden gelmektedir. Köylüler devrimde yer aldılar ve derin bir devrimci farkındalık kazandılar. Özellikle ulusal kurtuluş savaşı sürecinde devrimci hareket çok güçlüydü. Köylüler çok aktif şekilde mücadeleye katıldılar. Bir yanda çocuklarını cephe çok aktif sekil gonderdiler, diğer yanda işte bu devam savaşişlerin devrime katılmasını sağlayan işte bu devrimci köylülerdir. Pek çoğu keşişliği bıraktı. Özellikle 1973-1974 döneminde büyük miktarda keşiş değişim gösterdi. Gelecekte de bu değişim devam edecektir. Sadece az sayıda yaşlı insandan oluşan dindarlar kaldı. Kampuçyada din meselesi kendiliğinden çözüldü. Pagodalarımızı savaş döneminde düşman yıkmıştı. Halen iyi durumda olanları da korumaya çalışıyoruz.
Sayfa 146Kitabı okudu
Genel olarak ekonomimiz gelişmekte olan ülkelerin ekonomileriyle kıyaslandığında yüksek bir düzeyde değildir. Kurtuluştan önce Kampuçya yarı-sömürge ve yarı-feodal bir ülkeydi. Geri bir tarıma sahipti. Yoksul ve aşağı-orta köylüler tüm nüfusun %75'ini oluşturuyordu. Çok yoksuldular. Aynı şekilde emekçi halkın hayat düzeyi de çok düşüktü. Kurtuluş savaşı sırasında muazzam bir tahribat, yıkım ve hasar meydana geldi. Kurtuluştan sonra kendi gücümüze dayanarak ekonomimizi ve ülkemizi yeniden inşa etmeye ve halkımızın hayat düzeyini geliştirmeye çalışmak zorunda kaldık. Pirinç üretimi sorununu çözmek için geniş çapta güçleri seferber etmek zorunda kaldık. Bu sorunu esas olarak çözdük. 1976 yılında halkı beslemeye yetecek ve aynı zamanda biraz da ihraç edilecek kadar pirinç ürettik. 1977 yılında da pirinç üretimi halkı beslemeye yetti ve gene bir miktar ihraç edebildik. Kurtuluştan önce yeterince karnı doymayan yoksul ve aşağı orta köylü- ler ve tüm emekçiler şimdi artık yeterince beslenebiliyor. Bu yiyecek sorunu yüzyıllardır çözülememişti. Feodaller, toprak ağaları ve kapitalistler bu sorunu çözememişti. Sömürgecilik, yeni-sömürgecilik ve dış yardım da çözemedi. Ama biz çözdük. Bu sorun çözüldüğü içindir ki, köylük bölgelerdeki ve bütün ülkedeki halk bu rejimden son derece memnundur ve bu durum, halkın güçlerini daha kuv- vetli hale getirmiştir. Bu güçlerle ülkemizi sağlam temeller üzerine inşa edebiliriz. Bu aynı zamanda ülkemizi savunmak için daha güçlü kuvvetlere sahip olmamızı da mümkün kılmaktadır.
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, İtalyan Komünist Partisi'nin izlediği stratejinin merkezine Güney'deki köylüler yerleştirildi.
Sayfa 37 - Boğaziçi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Erzurum'dan İzmir'e kadar kanlarını akıtarak yürüyen halk; köylüler, kadınlar, erkekler ve çocuklar nihayet memleketi bu zafere eriştiriyorlardı. Türk'ün hayatının geleceği hep onlara bağlıydı. Bu zaferi görünmeyen bu isimsiz halk nihayet yaratabilmişti.
Mustafa Kemal, harpten çıkar çıkmaz, ne demişti? "Şimdi ikisat ve maarif savaşını kazanacağız! " Gözönünde tuttuğu kimlerdi? Ona savaşı kazandıranlar: Halk! Yani köylüler, münevverler, işçiler, dar gelirli şehir insanları ... Bu sosyal çevrelere dayanan ve radikal tedbirlerle gelen Atatürkçü bir parti ...
Sayfa 162 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları /E kitap
353 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.