Bunları takiben Sultan Sancar'ın ölümü ise (22-29 Nisan 1157), bir asırdan fazla bir zaman Orta ve Yakın-Doğu'da düzen unsuru olan Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun resmen ve fiilen sona ermesi demektir. Oğuzlar ise, bir müddet sonra Horasan'dan Kirman'a göçe mecbur edilmişlerdir.
Sayfa 318Kitabı okudu
Bu Gurlu hükümdarı, şu dileğinin, Sultan Sancar'a ulaştırılmasını ısrarla istemiştir: "Benim ona yapmak maksadında olduğumu, onun (Sultan Sancar'ın) da bana yapmasını isterim. Zira ben Sultan Sancar'ı esir etmek ihtimalini düşünerek, onun taşıdığı hükümdarlık sıfatına hürmeten, altın zincirler hazırlatmıştım. Sultan Sancar'ın, beni altın zincirlerle bağlamasını isterim". Onun bu dileği, Sultan Sancar'a ulaştırıldı ve arzusu yerine getirildi. Alâeddin, esir kaldığı müddet zarfında Sultan Sancar'ın teveccüh ve itimadını tekrar kazanmaya muvaffak olmuştur. Bunda kendisinin hoşsohbet ve şair oluşunun tesiri olduğu anlaşılıyor. Sultan Sancar, Alâeddin'i, vasal hükümdar olarak, Gurlular Devleti tahtına iade etti.
Sayfa 138Kitabı okudu
Reklam
Bu şekilde yapılan suikastler silsilesinin ilk kurbanı, Bâtıniliğe hem ideolojik, hem de askeri - siyasi mücadeleyi açmış olan büyük Selçuklu Veziri Nizâmü'l-mülk olmuştur. Öldürülüş şekli, sosyal bir mahiyet taşıması, bir de Bâtınilerin mücadele metoduna dair fikir vermesi bakımından dikkate değer: Bir dilekçe sunmak bahanesiyle ihtiyar
Sayfa 223Kitabı okudu
Tutuş'un kardeşi Melikşâh hakkındaki sözleri
İşte bu sırada Süleyman Şah'a karşı zaferin kazanılmasında başlıca rol oynayan Artuk, bu sefer de Tutuş'u İmparator Melikşah'a karşı savaşa teşvik etti. Artuk'un fikrine göre, Melikşah'ın ordusu ve hayvanları yorgundur; hücum edildiği takdirde bu ordunun mukavemet etmesi imkânsızdır. Tutuş'un buna karşı verdiği şu kati cevap çok dikkate şayandır: "Gölgesinde gölgelendiğim kardeşimin şerefini ve haşmetini kıramam". Bu kısa cümle Tutuş'un imparator hakkındaki düşüncesini büyük bir belagatle ortaya koymaktadır. Böylece Tutuş, muhtelif vesilelerle imparatora kırgın olan Artuk'un maksadına alet olmamıştır.
Sayfa 120Kitabı okudu
Uzun tarihi boyunca ilk defa bir Bizans imparatoru Müslüman bir hükümdarın eline esir düşüyordu. Esir alma şerefi de Selçuklu Türklerine ve onun kahraman hükümdarı Alp Arslan'a nasip olmuştu.
Sayfa 281Kitabı okudu
Berkiyaruk'un, aleyhine olan durumu düzeltmek, bunun için de ilk şart olan sultanlığı tekrar elde etmek üzere Huzistan'dan Bağdad'a doğru giderken uğradığı Vâsıt şehrinin askerleri tarafından yağma ediliş şekli, bu Selçuklu hükümdarının devlet reisi değil, bir çete reisi durumuna düştüğünü gösteriyor. Halkın malı müsadere edilmekle kalmamış evlerinin çatılarına varıncaya kadar yıkılmıştır.
Reklam
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.