An ne-bâşed mürde k’ôrâ der-teneş ne-bved hayât Kürde an bâşed ki orâ der-dileş ne-bved şuûr. Vücudunda hayat bulunmayan, ölü sayılmaz Asıl ölü odur ki, benliğinde şuur bulunmaya.
Sayfa 3 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
“Ey dirîğ, kaplanı belinledüb, arslanı uyarub, uyur yılanun kuyruğın basub, kurda taş atub belayı başuma satun aldum.”
Sayfa 261 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Reklam
Hadsize haddini bildirmek, öksüzün gönlünü eğlemekten yeğdir.
Sayfa 805 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Katvan Savaşı 9 Eylül 1141
Semerkand yakınlarındaki Katvan sahasında vuku bulan karşılaşma (9 Eylül 1141), tarihin kaydettiği en büyük savaşlardan biridir. Sancar'ın karısı Terken Hatun, başta olmak üzere birçok meşhur kumandan, hatta savaşa katılan bir vasal hükümdar Karahıtaylar'a esir düştü ve ancak diyet ödemek suretiyle tekrar hürriyetlerine kavuştular.
Sayfa 234Kitabı okudu
Türk-İslam Sentezi fikri, 19. yüzyıl ortalarında Namık Kemal ve Ziya Paşa kuşağına kadar gider. Yeni Osmanlılar, "Batı'nın ilim ve teknolojisini almalı, fakat İslam dini ve on­dan kaynaklanan örf ve adederimizi titizlikle korumalıyız;' diyorlardı. 1908'de ittihad ve Terakki ideolojisini tespit ödevi verilen Ziya Gökalp'a göre, Osmanlı toplumu
Türk-İslam sentezi fikri 2
Cumhuriyet döneminde Türk-İslam Sentezi fikri, 1960'larda sol ideolojik akımlara karşı bir tepki olarak kuvvetle ortaya çıktı. Demokrat Parti'nin ılımlı İslamcı siyasetinden sonra milli kimlik kültür sorunları, özellikle 27 Mayısı 1960 devriminin ardından Türk düşünce hayatında belli başlı bir tartışma konusu haline geldi; bu düşünce akımını önce milliyetçi üniversite hocalarından oluşan Aydınlar Ocağı formüllendirdi. Aydınlar Ocağı başkanı, Türk-İslam Sentezi düşüncesini şöyle özetlemektedir: Kemalizm temelde bir ideoloji değil, bir demokrasi ve batılılaşma atılımıdır. Şapka ve öteki bazı reformlar Atatürkçülüğün esaslarından sayılmaz. İslamı'da 200 yıllık tarihimiz, Türk milletinin kültür varlığı olarak, İslam Türk Sentezi biçiminde bir temel oluşturmuştur. İslamiyet, Türk kültürünü oluşturan başlıca bir öğe olmuştur. Milli değerlerimize ve tarihimize bağlılık, solcu ve hümanist yıkıcı akımlara karşı doğal bir güvencedir. Türk-İslam Sentezi, bu tarihi senteze bağlı olarak, bugünkü laik ve demokratik devlet yapısına ve batılıtaşmaya açıktır. Türk-İslam Sentezi fikrini öne süren aydınlar, Ali Fuat Başgil, Mümtaz Turhan, Nurettin Topçu, N.S. Baharlı, İbrahim Kafesoğlu, Muharrem Ergin gibi çoğu üniversiteye mensup hocalardır. Keza, Türk-İslam Sentezi fikrini destekleyenler arasında Osman Turan, Mehmet A. Köymen gibi tarihçileri ön sırada saymak gerekir. Sentezciler, Türk-İslam Sentezi'ni, devlet için bir kültür planlaması, devleti yıkıcı akımlara karşı bir milli savunma aracı olarak düşün mektedirler.
Sayfa 111
Reklam
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.