Bu mektubu aldığınızda, geçen gece size çok korkunç gelen teklifimi yineleyeceğimi ya da hislerimi bir kez daha tekrar edeceğimi düşünerek telaşa kapılmayın lütfen, Hanımefendi. Bu satırları yazarken, ikimizin de mutluluğu için yakın zamanda unutulması gereken hislerimi defalarca yineleyerek ne size acı çektirmek ne de kendimi daha fazla küçük düşürmek gibi bir niyetim var. Lakin söz konusu haysiyetim olmasaydı bu mektubun yazılmasına ya da sizin tarafınızdan okunmasına gerek kalmazdı. Dolayısıyla tüm dikkatinizi anlatacaklarıma vermenizi isterken lütfen beni bağışlayın. Bunu sizin de iyiliğiniz için istiyorum. Yaptığınız her iki suçlama, doğası gereği birbirinden çok
Sayfa 244
Öyküye bak …
Büyükannesi için gerçek anlamda iyi zaman geçirmek, Chicago trenine binmek ve başında kocaman bir şapkayla Michigan Avenue’da bütün dükkânların vitrinlerine bakarak dolaşmak ve şık bir hanımefendi gibi yürümekti. Rastlantı eseri ya da kaderin bir cilvesi sonucunda bir çiftçiyle evlendi. Buğday tarlalarının ortasına taşındılar ve duruma en uygun büyüklükteki o zarif, küçük çiftlik evlerinde duruma en uygun sayıdaki çocukları ve durama en uygun kocası ile çürümeye başladı. Bir zamanlar sürdürmüş olduğu o “önemsiz” hayata ayıracak zamanı yoktu artık. Çok fazla “çocuk” vardı. Çok fazla “kadın işi” vardı. Yıllar sonra bir gün mutfak ve oturma odasının yerlerini sildikten sonra, en güzel ipek bluzunu giydi, uzun eteğini düğmeledi ve iri şapkasını iğneledi. Kocasının çiftesini ağzının tavanına dayadı ve tetiği çekti. Onun önce neden yerleri yıkadığım yaşayan her kadın bilir.
Ayrıntı Yayınları
Reklam
Eski Türklerde bir kimse öz oğlu veya kızı olmayan bir kimseye “oğlum” veya “kızım” diye hitâb etmezdi. Aynı şekilde, küçükler de “amca” “dayı” “hala” “teyze” gibi kelimelerle ancak gerçekten amca, dayı, hala ve teyzelerine hitâb edebilirlerdi. Karşısındakinin ismini sonuna yerine göre “bey” “beyefendi” veya “hanım” “hanımefendi” gibi kelimeler getirerek konuşmak varken amca, dayı, hala veyâ teyze demek çok büyük bir nezaketsizlikti. Bu hususta büyük küçük farkı da aranmazdı. Ancak bir büyük, karşısındakine “oğlum” veya “kızım” derse bu nezâketten de öteye bir iltifat sayılırdı..
Alıntı
Şu Dimitri denen adam hakkında Semiha Hanım'ın kafasında çok evvelden beri birtakım soru işaretleri vardı. Sonunda bunların açık açık konuşulması hoşuna gitmişti. Yüreğinin üzerinden ağır bir taş kalkmıştı sanki . Kimin nesiydi bu Dimitri Paşa? Ne hakla bütün ada halkının sırtından para kazanıp havuzlu konağında yan gelip yatıyordu? Yetkili
"Günaydın, küçük hanım." "Aslında," dedi Ignifex, "o artık evli bir kadın, dolayısıyla ona hanımefendi demen daha doğru olur."
“Evet, küçük hanımefendi! Bir görüşte âşık olunabiliyor.”
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
542 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.