Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Meşru kültürden mahrum sınıflar, bu reddedilmiş meşruiyetin tanınmasını içermeyen bir tür karşı-meşruiyetle meydan okuyamadıklarından, kendilerini hizipçiden ziyade zındık olarak görmeye meylederler. Kültürel meşruiyetin zımni kabulü kendini esas olarak birbirine zıt görünen iki tavırda ele verir: en meşru kültürel tüketim biçimlerinden saygıyla kaçınma (alt sınıfların müze gezme tutumları dahil pek çok örnekte gördüğümüz gibi) ve aykırı pratikleri utançla inkâr. Örneğin müzik zevkleri sorulan işçilerin büyük kısmı, fazla düşünmeden kendini ‘’yaygın müzik’’ alanında konumlandırır ve böylece müzik alanındaki tüketimlerinin fazla da kayda değer olmadığını örtük bir şekilde belirtmiş olur. Kimi zamansa -ki orta sınıflara çıktıkça bu eğilim artar- müziğin meşru tanımıyla en çok örtüştüğünü düşündükleri tüketimlerini veya bilgilerini paylaşırlar. Benzer şekilde, büyük ressamların isimlerinin eserlerinden çok daha iyi bilindiği resim alanında da, bir müzeye hiç adım atmadıkları halde dört-beş büyük ismi zikretmeleri mümkündür. Bu bağlamda, verilen cevaplar düpedüz bir iman beyanı olabilir. (’’bunu seviyorum’’) veya bir iyi niyet ifadesi olabilir (’’şunu bilmek isterdim’’) veya bir kayıtsızlık itirafı (’’ilgimi çekmiyor’’) -ki nasıl görünürse görünsün bu bir reddiye değildir, çünkü her zaman ilgisizliğin nesnede değil öznede yattığı duygusu ona eşlik eder- veya hâkim kültürün kaba bir dille hor görülmesi olabilir, ki saldırganlığından da anlaşılacağı üzere bu tavır, kültürel aşağılık duygusuyla bir arada veya münavebeli olarak var olur.
Büyü...
*Büyü*, 'sırlı etki' demek. Eski Türkçe'deki 'bögü şaman, bilge, hekim kelimesiyle akraba. 'Büyük' sözcüğünün de aynı kökten geldiği söylenir. *Büyüleye büyülene büyürüz*. Tabiatı, hayatı yani nesneleri ve olayları-durumları hiçbir zaman mutlak manada algılayıp, çözümleyemeyiz. Ses, ışık, doku, hareket, ısı, biçim,
Sayfa 112 - AlfaKitabı okudu
Reklam
Kısa bir an için Aelin gözlerinin önüne getirebildi; Terrasen'in varlığından bile haberdar olmayacak kadar uzaktaki krallıklarda heykellere oyulan yüzünü. Yaşayan bir tanrı; Mala'nın varisi ve bilinen dünyanın fatihi. Aelin müzik, kitaplar ve kültür götürecek; dünyanın köşelerine sinen yozlaşmayı söküp atacaktı... Sessizce 'Henüz değil,' dedi 'Ya sonra?' 'Belki kraliçe olmaktan sıkılırsam... imparatoriçe olmayı düşünebilirim. Çocuklarıma sadece bir krallık değil değil, yıldızlar kadar çok sayıda krallık miras bırakmak için.'
Sayfa 580Kitabı okudu
Mevlevîlik, kendisini, Fars edebiyat ve kültür geleneklerinde yetişmiş Osmanlı aydınları, özellikle bürokratik sınıf arasında kabul ettirmiştir. Böylece Mevlevilik, baş­lıca esinini Farsçadan alan klasik Osmanlı edebiyatının yaratılışında önemli bir etmen olmuştur. 1 8 . yüzyıl Osmanlı müzisyen ve şairlerinin başında Mevlevîler gelir. Klasik Osmanlı sanatı üzerindeki derin etkilerinin yanı sıra Mevleviler, Bektaşiler gibi, bütü­ nüyle kendi Mevlevi geleneklerine dayalı bir müzik ve edebiyat yaratmışlardır.
Sayfa 228 - PdfKitabı okudu
Z VİTAMİNİ Olay Örgüsü 1999 yılının son günüdür. Saat 19'da İsmet İnönü Bakanlar Kurulunu toplamıştır. Hasan Âli Yücel başbakan, Ahmet Emin Yalman Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, Falih Rıfkı Atay Millî Eğitim Bakanıdır. İnönü'nün kardeşi Rıza ve oğlu Ömer de bakanlar arasındadır. Kabinede hayali isimler de vardır. İçişleri
Dilediğini denemekte özgür olduğu müzik, sanat ve hareketli kozmopolit bir kültür hayatına sahip Berlin'den sonra Eçmiyadzin, umutsuz bir biçimde geri, dar ve boğucu geliyordu.
Reklam
Zengin kişi kimdir?
Bir tek isteklerin azaltılmasını savunmak yersizdir: Filozoflar insanın büyüklüğünü onun isteklerini azaltmasında bulmuşlardır, ama bir kulübe ve bir avuç fasulyeyle kim yetinecek?' İnsan zengin olmak için yaratılmıştır. İlişkiler içindedir o; iştahı ve hayal gücü onu doğanın şu ya da bu parçasını fethetmeye çağırır, öyle ki sonunda o, esenliğini içinde yaşadığı gezegeni, hatta başka gezegenleri değerlendirmekte bulmaya başlar. Zenginlik bir lokma ekmek ve başını sokacak bir evden fazlasıdır; şehrin özgürlüğü, toprağın özgürlüğü, seyahat etme, makineler, bilimin yararları, müzik, güzel sanatlar, iyi kültür ve iyi arkadaşlardır. Tüm insanlığın kabiliyetlerinden yararlanabilen kişi zengindir. En çok sayıda insanın, uzaklardakilerin ve geçmiştekilerin emeklerinden fayda sağlamasını bilendir en zengin kişi.
Ayaklı Kütüphane Çalıştığım yerde çok değerli bir arkadaşım bir gün benim için ayaklı kütüphane diyerek bir başka arkadaşına anlatırken söylemiş. Sonra bunu banada söyledi. Ayaklı kütüphane nasıl oldum.
Kültür Meseleleri, Spor ve Serbest Zamanlar
Demokratik Kampuçya'nın kültürü yeni bir kültürdür. Ulusal geleneklere dayanan ulusal ve ilerici bir kültürdür. Ulusal geleneklerden yalnızca ilerici olan, devrimimiz için faydalı olacakları alırız. Gerici ve dejenere olanları eleriz. Bu ilerici ve milli karakterin yanında aynı zamanda yeni bir kültür yaratıyoruz. Bu kültür yeni, sağlam,
Sayfa 142Kitabı okudu
“Elbette, hiçbirimiz o "ötekiler"de seveceğimiz ya da öğrenmemiz gereken şeylerin hepsini öğrenemeyiz. O kadar çok halk, o kadar çok kültür, o kadar çok dil, o kadar çok resim, müzik, koreografi, tiyatro, zanaat, mutfak geleneği vb. var ki! Ama herkes, çocukluktan başlayarak ve yaşamı boyunca, kendisininkinden farklı bir kültüre, kişisel ilgi alanlarına göre özgürce seçtiği -bu şekilde zorunlu Ingiliz dilinden daha yoğun biçimde üstünde çalışacağı- bir dile merak salmaya teşvik edilirse, bütün dünyayı saracak sıkı bir kültürel doku çıkar ortaya, çekingen kimlikleri rahatlatır, tiksintileri dindirir, insanlık macerasının bir olduğu inancını yavaş yavaş güçlendirir ve bu yüzden de kurtarıcı bir hamleyi olanaklı kılar.”
806 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.