Vermeyince Mabut, ne yapsın Mahmut!?..
VERMEYİNCE MABUT Rivayet olunur ki, Sultan II. Mahmut, tebdil gezdiği bir ramazan gününde, Üsküdar'da mücerret bir kunduracının, boş örse çekiç vurarak her hamlede "Tıkandı da tıkandı" dediğine şahit olmuş. Merak saikiyle içeri girip bunun sebebini sormuş. Adamcık anlatmış: — Bir gece rüyamda gördüm. Çeşmeler vardı.
Yeniden sabah oldu. Doğa da insanlar da yavaş yavaş uyandı. Hepsinin aklında beyaz sayfalar... Ve hırçın kızıl. Bu sefer de kendini bize gösterdi. Belki de yeni umutları hissettiği için...
Sayfa 46 - Ebrunur VuralKitabı okudu
Reklam
“Geldi mi gidici” İşte şimdi yandın Maço, artık ne oyun oynayacağınızı senin boyun daha uzun olsa da, Ethem tayin edecek çünkü artık o bir vekil çocuğu. Beşinci sınıfa geçtiğim yıl, okula gidip gelen kız öğrencilerin caddenin sağ tarafında, erkek öğrencilerin de sol yarafında yürümesi şartı getirildi. Hayat okulunda çakan ben beşinci
Arapların milliyetçiliğe susamışlığını daha da körüklemek İçin, ingilizler ortaya birkaç kemik fırlattılar. Faysal artık Suriye Krallığı’ndan atılmış olduğuna göre, Irak Kralı olarak ilân edildi ve o toprakları İngilizlerin emri altında yönetmeye başladı. Yeni kurulan Trans-Ürdün sömürgesine gelince, İngilizler kollarını bir kere daha Hicaz’a doğru uzattılar, oradan Şerifin öbür oğlu Abdullah’ı bulup aldılar, onu Ürdün Kralı olarak ilân ettiler. Arap Yarımadasından gelme Hâşimiler olan Abdullah ve Faysal, aslında şu sıra İngilizlerin emri altında yönetmekte oldukları toprakların tümüyle yabancısıydılar. Mekke Şerifi’ne gelince, o kendisini Kızıl Deniz’den Basra Körfezi’ne kadar uzanan bir ülkenin yöneticisi olarak görüyor, bu ülke sınırlarının Irak’ı, Suriye’yi, Filistin’i, Sina’yı, Lübnan’ı ve Arap Yarımadasının geri kalanını da kapsamına alacağına inanıyordu... oysa sonunda eli boş kaldı, Suudî ailesi Hicaz’ı fethedince kaçtı, sürgün yaşamı sürmeye başladı. Hem Araplara, hem Yahudilere, hem de müttefikleri olan Fransızlara yalan söylemiş olan İngilizler; bir kukla Ürdün Krallığı yarattıktan sonra, bu sefer Filistin Mandası’na dikkat yönelttiler.
Sayfa 35 - İnkılap - 1985Kitabı okudu
z
İlk kez 1615’te doğdu. Adı William Lamport’du, kızıl saçlıydı ve İrlandalıydı. Daha sonra isim ve vatan değiştirip Guillén Lombardo adında İspanyol donanması mensubu bir İspanyol yüzbaşı olarak doğdu. Ve üçüncü sefer, Meksika bağımsızlık mücadelesinin bir kahramanına dönüşmüş olarak doğdu ve 1659 yılında odun ateşinde yakılmaya mahkûm edildi ve ateşin içinde onursuzca ölmeden önce darağacında can verdi. Yirminci yüzyılda dirildi. Adı Diego de la Vega’ydı; maskeyle dolaşıyor, zor durumdakilere adalet dağıtan kılıç ustası Zorro olarak tanınıyor ve geçtiği yerlerde Z şeklinde bir iz bırakıyordu.
*Sel Yayıncılık - Kasım 18Kitabı okuyacak
"O kış, KIZIL GÖZ sayısız işkence ve dayaklarla son karısını da öldürdü. Kızıl Göz'ün ilkel bir yaratık, bir atavizm olduğunu söylemiştim ama bu sefer ondan daha beterdi. Çünkü ilkel hayvanların erkekleri bile dişilerine bu kadar kötü davranmaz, onları öldürmezler. Bu anlamda, aşırı ilkel eğilimlerine rağmen Kızıl Göz'ün İNSANLIĞIN bir habercisi olduğu söylenebilir, çünkü eşlerini öldüren tek canlı türü İNSANDIR.."
Reklam
202 öğeden 191 ile 200 arasındakiler gösteriliyor.