Kelebeğin ömrü
Gülseren Hanım, Dr. Nüvit Hanım bir hasta gönderdi, "mümkünse hemen alıverin," diye rica etti. Şimdi onu gönderiyorum. Tamam Tuna, bekliyorum. Kapı vuruluyor ve içeri üç hanım giriyor. İkisinin ağlamaktan gözleri kızarmış. Biri ise şaşkın şaşkın etrafına bakınıyor. En yaşlı olan, elime bir kâğıt uzatıyor. Nüvit Hanım'ın bana
Benim bir Japon balığım, bir köpeğim ve üç kızım olduğunu düşünün. Zekâ ve gelişim açısından en sınırlı olan Japon balığım, ona ne kadar iyilik göstersem de sevgimi ve merhametimi nispeten düşük bir seviyede algılayıp deneyimleyebilir. Balığımdan daha karmaşık ve daha akıllı bir hayvan olan köpeğim, benim ona duyduğum ilgi ve sıcaklığı daha yüksek
Reklam
Ben çocukken bütün babalar benim babam gibi sanırdım. Çocuklarına hep kızım diyen, onlara büyük insan gibi saygılı ve sevgili davranan, onları uzun uzun dinleyen, akşamları gelirken çikolata getiren, güleç, yakışıklı, pırıl pırıl beyefendiler...
Sayfa 215
Ah canım babalar ..
Benim babam geliyor aklıma. Ben çocukken bütün babalar benim babam gibidir sanırdım. Çocuklarına hep kızım diyen, onlara büyük insan gibi saygılı ve sevgili davranan, onları uzun uzun dinleyen, akşamları gelirken onlara balık çikolata getiren, hep lacivert takım elbiseler giyen, güleç, yakışıklı, pırıl pırıl beyefendiler…
Sayfa 215Kitabı okudu
Leyla kalakalmıştı. Bu his çok tanıdıktı. Derin bir kuyunun içine düşmek, oradan gökyüzüne bakarak dünyanın sessizliğini dinlemek. Aşağıda, el kadar açıklığın altında , yerin dibine doğru yapayalnız , kimsesiz; onu arayıp soracak, Leyla nerede diyecek, ayaklarında uyutacak bir annenin olmadığını her an bilerek beklemek, beklemek. Çocukken yaz ikindileri indiğinde Arap Hanım Teyze,’’Tilki ben de rençperlik yapardım ama ikindi sıcağı olmasa , dermiş,’’ diye tuttuğu gibi Sema ile Leyla’yı uyuturdu. Küçük bir yer yatağı serer, iki minder atar, yan yana yatırırdı bunları. Sema daha büyük olmasına rağmen mızmızlanır, uyumak istemez, annesinin onu ayağında sallamasını isterdi. Her gün Sema böyle uyurdu. Bir kez bile Leyla’ya,’’ Kızım seni de sallayayım mı?’’ dememişti. Ona analık etmişti, tek tokadını yememişti, Sema ne yiyorsa ona da yedirmişti, sokaktan dizleri yaralı ağlayarak geldiğinde sümüklü burnunu temizleyip yüzünü yıkamıştı ama bir defa olsun onu sallamamıştı. İşte yanında Sema böyle mırıldanarak uyurken Leyla yumulu kirpiklerinin arasından küçücük bakardı onlara. Anasızlık kuyunun dibinden sessiz dünyanın gürültüsünü dinlemekti. Yukarısı günlük güneşlik ama uzanıp Leyla’yı oradan çekip alacak ana eli yok!
Sayfa 110Kitabı okudu
Önsöz ve Teşekkür
Kara Atena'nın ardındaki öykü uzun, karmaşık ve kanımca, bilgi sosyolojisi alanındaki bir çalışma olarak, geniş bir şekilde ele almayı hak edecek kadar ilginçtir; ama burada ancak kısa bir özetini verebilirim. Ben eğitimimi Çin araştırmaları alanında yaptım; aşağı yukarı yirmi yıl Çin üzerine dersler verdim; ve hem 20. yüzyılın başında Çin
Sayfa 23 - KAYNAK YAYINLARI - BİRİNCİ BASIM - HAZİRAN 1998Kitabı okuyacak
Reklam
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.