"Gözlerine söyle, beni unutsunlar" dedi Be-Ce yarı şaka, yarı ciddi. "Sanmam" dedim. "Unutmazlar." "Hiçbir şeyi mi?" dedi. "Hiçbir şeyi" dedim, neden böyle direttiğimi bilmeden. "Halbuki göz de kalp gibidir" dedi Be-Ce. "Görmeyince unutur." MAHREM
Sayfa 102Kitabı okudu
Zamanın ona zalim davrandığını düşünüyordu; kaçırılan fırsatların yerine yenisini sunmamıştı. Oysa o, hep bir adım geriden gelmişti; hep, her şey olup bittikten sonra, eve gittiğinde, keşkeler eşliğinde bulmuştu nerede ne yapması lazım geldiğini. Tek ihtiyacı aynı olayla bir daha karşılaşmak iken, zamanı tekrarlara ikna edemeden kocamıştı. MAHREM
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
Her ayna anahtarını kaybetmiş bir kapıdır. Açılır diyar-i esrara. Olur da fazla bakarsan aynaya, aralanıverir kapı, kaybolursun sonsuzlukta. SIYAH SUT
Sayfa 101Kitabı okudu
Bunalımda olan her insan gibi o da şaşırmış zamanın ritmini. "Keşke" demekten başka bir şey yapamıyor. Zamanı kuyruğundan tutayım derken anı kaybetmiş hepten. Bozuk plak gibi takılmış bir çentiğe, yapışmış aynı nakaratın dizesine, döne döne. Oradan öteye geçemiyor. SİYAH SUT
Sayfa 101Kitabı okudu
Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir. Allah âşıkları sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder. Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir. AŞK
Geçmiş, bugün, gelecek... hepsini peş peşe dizip, dümdüz bir çizgi çiziyoruz. Bu yüzden geçmişin geçip gittiğine, geleceğin henüz gelmediğine inanıyoruz. Ve en kötüsü, zamanı önceden çizdiğimiz bu dümdüz çizgide yürümeye mecbur tutuyoruz. Ama belki de o burnunun ucunu göremeyecek kadar sarhoştur. Belki de düz çizgilerle ilgisi yoktur zamanın. Kocaman bir çemberdir. Hatta çemberler içre çember... MAHREM
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.