Medine Müdafaası
O öyle bir kıymettir ki; Bütün Osmanlıların varlığını, şan ve şerefini, tarih ve mukaddesatını, çocuklarımızın saadetini simgeliyor. Biz onun üzerine nasıl titremeyiz? Hepimize soluk alıp verme imkanını veren odur. .... Eğer o çarpmazsa, bizim de nabzımız atmaz, göğsümüz vurmaz. Allah esirgesin, onun gülen benzi hasara uğrarsa, kabemizin kara
Sayfa 154Kitabı okudu
Harem bir ağlama ve hüzün dünyasıydı. Dışarıdakilerin hayalini süsleyen, hatta Habsburg elçisini şairane aşklara sürükleyip aklını kaçırtana kadar zorlayan harem, hiçbir zaman güzel kadınların birer kuğu gibi süzüldüğü, aşk, şarkı, raks cenneti değildi. Hamamın sıcağında tenleri kıpkırmızı kesilmiş çıplak güzellerin hayaliyle yanıp tutuşanlar, harem dairesinin rutubetli, karanlık köşelerinde yaşlanan, yüzüne bakılmadan çağı geçen, şişmanlayan ve ömür boyu katlandığı hapis cezasının ağırlığını iri gövdelerine sindiren kadınların tek eğlencesi olan dedikodu, entrika ortamına ve kıskançlıkların yol açtığı ağlama krizlerine dayanamazlardı bile.
Sayfa 81 - Doğan Kitap (ekitap)Kitabı okudu
Reklam
Harem bir ağlama ve hüzün dünyasıydı dışarıdakilerin hayalini süsleyen hatta habsburg elçisini şairane aşklara sürükleyip aklını kaçırtana kadar zorlayan harem hiçbir zaman güzel kadınların birer kuğu gibi süzüldüğü aşk şarkı raks cenneti değildi …
o harika Diğer Taraf, ki bir iyilik ve güzellik cenneti olarak anısı hep canlı ve bütün kalmış, hafızasından silinmemiş, bu gerçek Londra'nın, uygar erkek ve kadınların gerçekliği bu cenneti kirletememişti.
Sayfa 202 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Engereğin Gözü
Harem,hiçbir zaman güzel kadınların birer kuğu gibi süzüldüğü,aşk,şarkı, raks cenneti değildi.Hamamın sıcağında tenleri kıpkırmızı kesilmiş çıplak güzellerin hayaliyle yanıp tutuşanlar,harem dairesinin rutubetli,karanlık köşelerinde yaşlanan,yüzüne bakılmadan çağı ge- çen,şişmanlayan ve ömür boyu katlandığı hapis cezasının ağırlığını. iri gövdelerine sindiren kadınların tek eğlencesi olan dedikodu,entrika ortamına ve kıskançlıkların yol açtığı ağlama krizlerine dayanamazlardı bile.
Sayfa 101 - InkyKitabı okudu
Peygamber Efendimiz Aleyhisselâtu vesselâmın meşhur Veda Hutbesi'nde, önemli bir bölüm kadınlara ayrılmıştır. Efendimiz son derece veciz, insanlara hakikaten en özlü, en güzel tavsiyeyi yapmıştır: "Ey İnsanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah emaneti olarak aldınız, onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizlerin üzerinde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız, onların aile yuvasını sizin hoşlanmadığınız hiç kimseye çiğnetmemeleridir. Kadınların da sizlerin üzerindeki hakları, memleket göreneğine göre her çeşit giyim ve yiyimlerini temin etmenizdir." buyurmuştur. Böylece Müslümanlıkta hakikaten kadın, ne Doğu'nun ne de Batı'nın erişemediği son derece saygıdeğer bir konuma sahiptir. Doğu bloğundaki kadını düşündüğüm zaman hatırıma, bir hadde makinesinin başında kan ter içinde en ağır hizmette çalışan, yorgun bir kadın tipi görüyorum. Batı'daki kadını düşündüğüm zaman eşitlik adı altında, erkek kadar çalışan, kendi tabiatına uygun olmayan bir muameleye tâbi tutulan mutsuz bir kadın görüyorum. İslam'daki kadını düşündüğüm zaman ise cenneti bile ayaklarının altında tutan bir varlığı görüyorum.
Reklam
275 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.