Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mahşerin Dört Atlısı
Ve o dört atlının çılgın koşusu muazzam insan yığınları üzerinden tayfun gibi geçiyordu. Başlarının üstünde gökyüzü morumsu bir günbatımı loşluğuna bürünmekteydi. Dehşet saçan, şekilsiz ejderler bu çılgın koşunun çevresinde iğrenç bir muhafız alayı gibi kanat çırpmaktaydı. Zavallı insanlık korkudan deliye dönmüş, Veba, Savaş, Açlık ve Ecel'in nal seslerini duydukça çil yavrusu gibi kaçışıyordu. Erkekler ve kadınlar, gençler ve yaşlılar itişip kakışıyorlar, yüzlerinde ve hallerinde bin türlü dehşet, şaşkınlık, umutsuzluk ifadesiyle yerlerde sürünüyorlardı.
Sayfa 166 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
“Aklına, okuduğu kitapların kahramanı olan kadınlar geldi. Kocalarını aldatmış bu kadınların lirik alayı, hafızasında, kendisini büyüleyen sırdaş sesiyle şarkı söylemeye başladı. Bizzat kendisi de, hayalinde canlanan bu âlemin gerçek bir parçası oluyor, kendini, o kadar imrenmiş olduğu bu tip sevdalı kadınlardan biri yerine koyarak, gençliğinin o uzun hülyasını gerçeğe çeviriyordu.”
Reklam
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Kadınlar yeterince sevilmedikleri için erkeklerden şikayet etseler bile, yarı kadınlara has ruha sahip olanlarından pek hoşlanmazlar. Tüm üstünlükleri, erkekleri aşkta onlardan daha geride kaldıklarına inandırmakta yatar. Bu yüzden sahte kıskançlığın tatlı ızdırapları, yıkılan umut bunalımları, boş beklentiler, kısacası kadınsal acıların alayı gibi kendilerini donatmayı diledikleri korkulardan onları mahrum bırakacak kadar deneyimsiz bir aşığı terk etmeye hazırdırlar.
Büyük Çeçenistan'da görevlendirilen Mareşal Prens Aleksandr Baryatinski, Şamil'le mücadelenin başına getirildi. Devasa cüsse­siyle bu kuzeyli adam, kendine özgü bir karaktere sahipti. Hem disiplinli hem de rahatına düşkün bir hayat süren bu adam Rus tarihindeki en büyük generallerden biriydi. Vorontsov'un halefi olarak valiliğe
Çar Nikola, 21 Ekim'de Tiflis'e ulaştı. Günlerdir bardaktan boşa­lırcasına yağmur yağıyordu. Bu nedenle yanında yirmi dört Gür­cü prensiyle birlikte şehre girişi esnasında muhteşem kıyafetleri çamura bulanmış, çok görkemli olması beklenen tören istenen etkiyi uyandırmamıştı. Yağmur o kadar şiddetliydi ki töreni izle­mek için toplanan
Reklam
“İnsanı en çok kendini hayal kırıklığına uğratmak mahveder. Bir yandan onların alayı, bir yandan senin kendine biçtiğin başı sonu olmayan eza…”
Sayfa 95 - Everest Yayınları / Madam LillaKitabı okudu
126 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.