Karşımda durmuş bana bakıyordu. Göz göze geldiğimiz an bir parçamı onda kaybediverdim. Tarifi mümkün olmayan müthiş bir coşku yükseldi içimden. Sanki yıllardır beklediğim bir kavuşmanın eşiğindeydim. Kanayan bütün yarımlar az sonra tam olacaktı sanki.
Bazısı savaşacak, bazısı hükmedecek, bazısı dua edecek, geri kalan herkes de didinip acı çekecek, uygarlığın muhteşem güzelliği ve olağanüstü haşmeti sonu olmaksızın, tekrar ve tekrar, kanayan cesetleri üzerinde yükselirken.
Halkın sessiz, bitmez tükenmez sabırla dolu bir kederi vardır. Bu keder kabuğuna çekilmiştir, hiç sesi çıkmaz. Bir de gözyaşlarıyla taşan, sonra da kendini kapıp koyveren bir keder vardır. Bu hâl en çok kadınlarda görülür. Ama bu da sessiz kederden daha hafif değildir. Sızlamayan doyurucu yanı içteki acıyı deşip çıkarmaktan ibarettir. Böyle bir keder avunma da istemez, çaresizlik onun besinidir. Sızlanmalar, kanayan yarayı büsbütünazdırmak ihtiyacından başka şey değildir.