İstanbul 1933: Ünlü cinayet romanları yazarı Agatha Christie İstanbul'daki Pera Palas oteline bir sır saklar. Bu öyle bir sırdır ki tarihin akışını tamamen değiştirebilir. İstanbul Günümüz: Anne ve babasını kaybeden Ran ve Lusin Eltanin büyük amcalarının yanına Pera Palas oteline gelirler. Burada onları geçmişin derinliklerine uzanan nefes kesen bir macera beklediğinden habersizler. İpuçlarının saklı olduğu odalar... Agatha Christie'nin odasında bulunmuş esrarengiz bir anahtar... Ne olduğu bilinmeyen bir fosil... Eski bir parşömen... Kilitli bir kutu... Büyük bir sırrın bekçiliğini yapan yaşlı bir kaptan... Ve niyetlerinin ne olduğu bilinmeyen düşmanlar. Ran ve Lusin, Agatha Christie'nin sakladığı karanlık sırrı ortaya çıkaracak ipuçlarını takip ederler. Acaba düşmanlardan önce gerçeğe ulaşabilecekler mi?
Sayfa 157Kitabı okudu
Çin'in bir köyünde yaşlı bir adam varmış. Çok fakir... Ama imparator bile onu kıskanırmış. Adamın öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki... İmparator bu beyaz at için ihtiyara önemli bir para teklif etmiş, ama adam atı satmaya yanaşmamış. 'Bu benim için yalnızca bir at değil. Bir dost. İnsan dostunu satar mı?' demiş. Ama bir sabah kalkmış
Reklam
KÖŞEDE BEKLEYEN ASKER Otobüs yolcuları elinde beyaz bir baston taşıyan genç ve güzel kadının otobüse binişini içten gelen bi sempati ile izlediler. Basamakları geçti, boş olduğu söylenen koltuğu el yordamıyla buldu, oturdu, çantasını kucağına aldı. Bastonunu koltuğa yasladı. 34 yaşındaki Susan, bir yıldır görmüyordu. Bir yanlış teşhis sonucu
O zamanlar dünya gerçekten de bir öküzün boynuzlarında durmaktaymış ve Karanfil Kız'ın bu aşırı gelişmiş iribaşa söyleyecek bir çift sözü varmış. Ama dur bak, en iyisi baştan başlayayım. Şimdi bu Karanfil Kız babasını fazla görememekten şikayetçiymiş. Çünkü adamcağız haftanın her günü, hatta bazen hafta sonları bile geç saatlere kadar çalışır,
KARANFİL KIZ
O zamanlar dünya gerçekten de bir öküzün boynuzlarında durmaktaymış ve karanfil kız'ın bu aşırı gelişmiş iribaşa söyleyecek bir çift sözü varmış. ama dur bak, en iyisi baştan başlayayım. şimdi bu karanfil kız babasını fazla görememekten şikayetçiymiş. çünkü adamcağız haftanın her günü, hatta bazen hafta sonları bile geç saatlere kadar çalışır,
Kötülük doğal bir yasadan başka nedir? Aydınlığı karanlık takip ederdi.Düzeniyse karmaşa... Esas olan,her şeyin yitirildiğiydi.Her şey bozulurdu.
Reklam
904 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.