Annemden: dindarlığı, eli açıklığı, yalnızca kötülük etmekten değil, kötü bir düşünce üstünde durmaktan bile kaçınma alışkanlığını. Ayrıca: sade bir hayatı sevip, zenginlerin sürdüğü hayat biçiminden iğrenmeyi.* öğrendim.
Sayfa 5 - Oda YayınlarıKitabı okuyor
"İnsan fıtraten çevre konusunda doğal çevrenin temel sorunlarını,çözüm için yapılması gerekenleri fark edecek yetiye sahiptir." "Dindarlık çevreci davranışlardaki etkisini daha ziyade israftan kaçınma ile ilgili ilkeler üzerinde göstermektedir."
Reklam
Uydurma Milliyetçilik Sözlerle davranışlar arasındaki uygunluk, ahlâkın esas kaidelerinden biridir. Dindarlık dâvasındaki adam Tanrıya inanmıyor, sosyal adalet düşüncesini güden birisi halkı sömürüyor, demokrasi diye haykıranlar diktatörlük kışkırtıcılığı ediyorsa, bu adamlar ahlâklı değildir. Milliyetçilik konusunda da böyledir. Hem
Üstad çok iyi açıklamış dinsizlere karışma ama İslam olunca karış!
Hem bu mübarek vatanda bu fıtraten dindar millete hükmedenler, elbette dindarlığa tarafdar olması ve teşvik etmesi, vazife-i hâkimiyet cihetiyle lâzımdır. Hem madem lâik cumhuriyet, prensibiyle bîtarafane kalır ve o prensibiyle dinsizlere ilişmez; elbette dindarlara dahi bahaneler ile ilişmemek gerektir.
İnsan sadece iki şekilde huzur bulabilir: O yeniden bir hayvana dönüşebilir. O zaman o tek olacaktır, o zaman hiçbir bölünme olmayacaktır, o zaman huzur olacaktır, sessizlik, ahenk... Ve milyonlarca insanın yapmaya çalıştığı şey farklı şekillerde hayvan olmaktır. Savaş insana yine hayvan olma şansı verir; bu yüzden savaşın büyük bir çekim gücü
15 öğeden 11 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.