Son…
İşte Münire'nin (Suphi'nin annesi)akıbeti de şu acıklı şekilde olmuştu. Zehra bu üzüntüyle yatağa düştü. Artık bunun gibi şiddetli tecrübelere tahammül edemeyeceğini aklı kesmişti. Bir hayli gün hiçbir hekim filan çağırmaksızın hastalığını azdırdı. Komşuların zoruyla gelen hekimin de verdiği ilaçları kullanmıyor, bu şekilde intihara kalkışıyordu. Hastalığı şiddetlendiği ve özellikle kalbindeki üzüntüler hafiflediği zaman aklı başına gelerek hayatın kıymetini anladıysa da iş işten geçmiş, hastalığı kalıcı duruma gelmişti. Yatak içinde bitkin ve kederli bir halde yattığı sırada anıları hep karmakarışık sıralandıkça azap ve ıstırabından kıvran- makta ve şu vicdan azabı, bedenî acılarını artırıp hastalığını onulmaz hale getirmekteydi. Yatağa yattığının otuz beşinci günü sabahleyin güneş doğmak üzereydi ki zaten pek zayıf kalmış olan hayat parıltısı şiddetli bir nöbet fırtınası altında söndü gitti.
Sayfa 129Kitabı okudu
Münire'ye Bir gün, laf arasında, bana: "Bir beşik gibi sallanır dünya, rahat uyusun diye bütün çocuklar.. " gibi bir söz söylemiştin. O gün bu gün düşünürüm ki, insanların barışını ve evrensel sevgiyi daha özge bir biçimde anlatmak kabil değil. Ben yaşantımı şiire, şiirimi de bu sevgiye verdim. Sanırım, kitapta savaş sözcüğünü bulmayacaksın. Kaldı ki, esinim senden gelir.Onun için, kitabı, sevinerek, sana armağan ediyorum; sana ve bu inançla yaşayanlara, ölenlere ... 8.7.1974
Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Böylece çetenin bütün tetikçilerini ele geçirmiştik. Elbette Kuşçubaşı Eşref'in sözüne halel getirmedik, Mahmud Şevket Paşa’nın katillerini aşağılamadan, tahkir etmeden teslim ettik adliyeye. Ama olayda kimin parmağı varsa hepsinden de hesap sormaktan çekinmedik. Ancak bu komploya adı karışan iki kişi vardı ki, onlarla uğraşmak hakikaten cesaret istiyordu. Biri, Abdülmecit’in öz torunu Damat Mahmud Celalettin Paşa’nın oğlu Prens Sabahattin’di. Gerçi bu vakada, Çerkez Kazım’dan uzak durmuştu ama fırsatını bulsa hepimizi bir kaşık suda boğardı. İkinci şahıs ise Sultan Abdülmecid’in torunu Münire Sultan ile evli olan Damat Salih Paşa’ydı ki, bu şer çetesine para yardımı yaptığı hepimizce malumdu. Fakat arkalarına sarayı almış bu iki şahıstan hesap sormak, öyle kolay iş değildi. Lâkin, İttihat ve Terakki de artık rüştünü ispat etmek istiyor, herkese şu mesajı vermek istiyordu: “Bu ülkede iktidar artık cemiyettir, bize karşı isyan eden, komplo hazırlayan, tuzak kuran, cinayet işleyen kim olursa olsun en ağır cezaya çarptırılacaktır.”
Münire'ye Bir gün, laf arasında, bana: "Bir beşik gibi sallanır dünya, rahat uyusun diye bütün çocuklar . .. " gibi bir söz söylemiştin. O gün bu gün düşünürüm ki, insanların barışını ve evrensel sevgiyi daha özge bir biçimde anlatmak kabil değil. Ben yaşantımı şiire, şiirimi de bu sevgiye verdim. Sanırım, kitapta savaş sözcüğünü bulmayacaksın. Kaldı ki, esinim senden gelir . Onun için, kitabı, sevinerek, sana armağan edi­ yorum; sana ve bu inançla yaşayanlara, ölenlere ... 8.7.1974
:)
Babam Münire'yi kaçırmış; ben de Feride'yi kaçırayım, bir uzun hikâye olsun.
Sayfa 107 - Dergah Yayınları - 41. BasımKitabı okudu
Arada bana da oluyor Münire
Gözlerim kelimeleri , satırları bir bir süzüyordu. Parmaklarım sahifeleri çeviriyor, fakat sonunda hiçbir şey anlamadan kitabı dizlerim üstüne bırakıyordum.
Sayfa 129 - İletişim Yayınları, 16. Baskı 2009 İstanbulKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.