İşte koy, bir tabak dolusu mavi su gibi önündeydi; açıkta, her şeyden uzak, tek başına yükselen apak, yaşlı fener; sağda da göz alabildiğince, kıpır kıpır uzun yabanıl otlarla kaplı, dalga dalga yeşil kum tepeleri, insan ayağının basmadığı bir efsane ülkesine koşup gidiyorlarmış duygusunu veren tepeler.
Sayfa 27