İşin garibi, bugün Mevlana'ya atfedilen ve Mevlevilik felsefesinin adeta temeline yerleştirilen ""Gel, ne olursan ol, yine gel.." șeklindeki sözün, 1260'ların sonunda ölen İranlı șair Efdaluddin Kâşâniye ait olduğu da artık ortaya çıkmış durumda.
Mevlana daha ziyade saray seçkinleri dediğimiz yüksek sınıf tarafından tutulan elit zümrenin mistik zevkine tercümanlık ederken, Hacı Bektaş - ı Veli 'nin dil ve üslubuyla halk tabakasını kucaklamıştır. Bu yönleriyle Mevlevilik aristokrat sınıfın, Bektaşilik halkın tarikatı olmuştur.
Sayfa 205 - Destek Yayınları, 1.Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okudu
Reklam
Rahmet deryası ..
Mevlana Mevleviliğe sığmaz. Mevlevilik Mevlana'nın bazı çizgilerinin kimi zaman, abartılması ya da bazı çizgilerinin sönükleştirilmesi ile kurulan ve gittikçe daralan kuruyan bir yol olduğu halde Mevlana zaptedilmez ışık çizgileri halinde bir parlayıștır ve İslam'dan çıkan ve İslam'a götüren kaç yol varsa hepsine bir aydınlık serpmiştir ve serpecektir, çünkü gece yolcuları için, yüksek bir dağda yakılmış büyük bir ateştir.
Sayfa 15 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
"İrade-i cüz'iye ile mücehhez olan insan kendi kaderinin yapıcısıdır."
"Bütün bu muhaceretlerden gaye cihanşümul olan ruhla birleşmektir."
Mevlana’nın ölümünden sonra oğlu Sultan Veled, babasının öğretileri doğrultusunda Mevlevilik tarikatını kurmuş, kısa zamanda geniş bir coğrafi alana yayılan Mevlevilik başta Türkiye olmak üzere Balkanlar, Suriye, İran, Afganistan, Pakistan ve Hindistan gibi ülkelerde taraftar bulmuş ve bugüne dek varlığını sürdürmüştür.
Sayfa 17 - Kurtuba Kitap,
Reklam
233 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.