İslam'ın yerli nüfus arasında yayılması hızlı gerçekleşmiyor. Hatta Narşahi'ye göre, Müslüman olanlar da gizli putperestliklerini sürdürüyorlardı. İslam'ın önündeki en büyük engel bizzat Arap valiler ve hududa yerleştirilen Araplar gibi gözüküyor. Halka zulümler yapılması ve mallarının sürekli gasp edilmesi, vergilerin ağırlığı,
Sayfa 95 - Kripto YayınlarıKitabı okudu
Abbasilerin İsyanı - Emevî Hilâfeti'nin Son Bulması
Abbasilerin siyah bayrağı altında toplanan isyancılar 745'ten itibaren Ebü Müslim'in idaresinde Horasan'da açıkça ortaya çıktılar. Horasan Valisi Nasr b. Seyyar, çaresiz ve ümitsiz bir mücadeleye girişti ise de, 85 yaşındaki vali Cürcan'dan Fars'a geçerken öldü. Son büyük Emevi direnişi Büyük Zap Savaşı'nda (16-20 Ocak 7750), Halife II. Mervân tarafından gösterildiyse de, ordusu Zap ırmağı kenarında kırıldı. Bizzat II. Mervân ise Ağustos 750'de yukarı Mısır'da Bûsir'de öldürüldü. Böylece Emevi Hilâfeti son bulmuş oluyordu.
Reklam
“Kur'an'a bu harekeleri (sesli harfler yerine geçen işaretleri) ilk koyanlar Ebu'l Esved Düeli ve Muaviye tarafından Basra'ya vali olarak atanan (h.45-53 yılları arasında) Ziyad b. Ebih'tir. Zamanla Haccac b. Yusuf Osman'ın hazırlattığı Kur'an nüshalarında Irak'taki Müslümanlar arasında telaffuzda farklar görünce; Nasr b. Asım Kenani'ye talimat verir; Kur'an harekelerini düzgün bir hale getir; yoksa sorun yaşanır, der. Zaten Nasr da Ebu Esved'in talebelerindendi. Daha sonra Yahya b. Ya'mer ve Halil b. Ahmet Ferahidi Kur'an harekelerini gözden geçirip onu bugünkü hale getirirler. Şu da var ki, Arapça harflerin etrafına konan bu işaretler Süryanilerden bir alıntıdır. Onlar daha önce dillerini bu tarz işaretlerle düzgün hale getirmişlerdi. Müslümanlar Kur'an'ı harekelerken Süryanilerin bu kuralından yararlanmışlardır. Böylece Süryanilerin de hakkını vermiş olalım.”
Berfin YayınlarıKitabı okuyor
"Yâ Bâtin, yâ Vâlî, yâ Müteâlî " [3 kere] Öyle bir salât ile Resûlullah Efendimiz'e salât eyle ki Allahım, o salât sebebiyle Peygamberin Muhammed'i [sallallahu aleyhi vesellem] kuvvetlendirdiğin gibi beni de kulun Nasr b. Hâris, Nu'mân b. Arec b, Mâlik, Nu'mân b. Sinân, Nu'mân b. Amr, Nu'mân b. Abdiamr, Nu'mân b. Ebî Hazeme, Nu'mân b. Asr, Nu'mân b. Mâlik, Nuaymân b. Amr ve Nevfel b. Abdullâh [radiyallahu an hüm] hatırı için kuvvetlendirirsin ey Allahım! Ve yine fazlin ile Allahim, eşsiz hakikatin sureti, rahmânî nurlarla süslenmiş suretin hakikati, kendisine rabbânî yardım tahsis edilmiş Allah'ın habibi, hamd edenlerin en çok hamdedeni, Rabbi katında en çok övülmüş, ferahlık mertebelerinden en yüksek zaferi kazananların en muzafferi Efendimiz Muhammed'e salât, selâm ve bereket ihsan eyle.
Sayfa 83 - Semerkand
Arapların Baykenti bu şekilde işgal etmelerini yerli halk ve aristokrat aileler, bir türlü içlerine sindirememişlerdir. Bunda Arapların yerli halka karşı insafsız, kaba ve sert davranmaları, onları hor, hakir görmeleri, onların izzet-i nefislerine en ufak bir saygı göstermemeleri önemli derecede etkili olmuştur. Verka b. Nasr el-Bahilili, yeni vali ve Kuteybe'nin kendi adamı yerli halka sert ve kaba davrananların başında geliyordu. Hatta o dahada ileri gitmiş ve Baykent' in önde gelen ailelerinin birinin iki güzel kızını zorla elinden almıştı. Galayana gelen halk, müslüman Araplara hücum etmişler ve onların bir kısmını öldürdükleri gibi, geri kalanlarını da şehirden kovmuşlardır. Böylece Türkler bir kere daha Kuteybenin oyununa gelmiş oluyorlardı.
Sayfa 95 - Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı
Gerçekte, Türkistan Araplar tarafından fetihlerini "Üç basamakta" incelememiz gerekmektedir. Bunlardan; Birinci Basamak; Hz. Ömer'in doğu, Horasan komutanı Ahnef b. Kaysla başlayan (642) ve Kuteybe b. Müslim' in, el-Haccac tarafından çok büyük yetkilerle Horasan'a vali olarak gönderilmesine kadar devam eden (705) birinci devir, daha açık bir irade ile "İlk Akınlar Devri"dir. Daha ziyade bir çapulculuk ve yağma hareketi olarak tarih sayfalarına geçen ve Orta Asya Türklüğü için son derece bedbaht ve acı olan bu devirler, yarım asırdan fazla bir süre devam etmiş ve Araplar için zavallı, askeri bir macera olmaktan öte hiç bir işe yaramamıştır. İkinci Basamak ise; Değerli Arap komutanı Kuteybe b. Müslim'le başlayan ve daha ziyade Baykent, Buhara ve Semerkant üçgeni çevresinde odaklanan muntazam fetih hareketleri devridir. Bu merhale; büyük devlet adamı Haccac b. Yusuf'un, kudretli Arap generali Kuteybe b. Müslimi, Orta Asya Arap fetihlerini gerçekleştirmek ve Arap siyasi hakimiyetinin sınırlarını Çin Seddine kadar genişletmek maksadıyla Horasan'a vali olarak gönderilmesiyle başlamış (705) ve Ferganede kendi silah arkadaşları tarafından öldürülmesine kadar devam etmiştir (712). Üçüncü Basamak; Yezid b. el-Mühelleble başlayan (7 12) ve Nasr b. Seyyarla gerçekleştirilen siyasi hakimiyet devridir. Bu devir büyük Türkeş Hakanı Kur-Sul'un kötü bir talih eseri, Nasr b. Seyyar tarafından öldürülmesi ile (738) devam etmiş ve Abbasi ihtilali ile (750)de son bulmuştur.
Sayfa 48 - Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı