Yoksulların birbirlerine verebilecekleri tavsiyeleri dahi yoktur, ancak aynı ekmeği bölüşmek gibi bir cömertlikle aynı kaderi bölüşebilirler, en büyük parçanın kendilerine düşmesine sevinebilirler.
“Son günlerde sık sık kendi deneyimlerime odaklanmaya çalışmamın sebebi de bu. Başkaları eğleniyor mu değil, ben eğleniyor muyum? Başkaları benden hoşlanıyor mu değil, ben onlardan hoşlanıyor muyum?”
İstikameti yitirmeme ve iç huzurumuzu koruma adına herhangi bir durumda iki temel soruyu hiç unutmamak ve sürekli kendimize sormaya devam etmek en doğrusu: “Bu benim kendi kararım ve tercihim mi ? Etrafımın dayatması olmasa ben bunu yapar mıydım ?” “Allah bana bunu sorduğunda ona yapabileceğim makul ve meşru bir açıklaman var mı ?” Bu öylesine kritik bir nokta ki kişiliğimizin ve nihayet amellerimizin yukarıdaki sorulara vereceğimiz cevaplarla yakından ilişkili olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz. Cevaplarımız bizim biz olup olmadığımızı ve sahicilik seviyemizi belirleyecek çünkü.
Ama insanoğlu kendine eziyet etmeden duramaz nokta karşısına çıkan, gözümün önünde duran alıntıları görmezden gelir, ille de yeni eziyetler bulur kendine.