Dante, Zambaklar
_Ölmedim ama diri de değilim. _Bu rezil durumdakiler yani Araf'ta bulunanlar. Yaşarken kötülük yapmadıkları için Cehennem’e atılmazlar ama iyilik de yapmadıkları için Cennet'e de alınmazlar. _Cehennem ümidin olmadığı yerdir. Hiçbir ümidin kalmaması, hayatta cehennemi yaşamaya denktir. Cehennemde belki acı çekilir ama ölünmez. _Tanrıyı
1923-38 arasındaki okul ve öğrenci istatistiklerine dairdir.
1923 yılında 4894 olan ilkokul sayısı, 1938’de 10 bin 596’ya çıkarıldı ve yüzde 217 oranında bir artış sağlandı. 1923’te 72 olan ortaokul sayısı 283’e, 23 olan lise sayısı 82’ye çıkarıldı. Artış oranları yüzde 393 ve yüzde 357’ydi. Bu okullarda okuyan öğrencilerin artış oranı, okul artışlarından çok daha yüksek oldu. 1923-1938 arasındaki 15 yıllık dönemde; ilkokulda okuyan öğrenci 336 binden 950 bine, ortaokulda okuyan öğrenci 5900’den 95 bine, lisede okuyan öğrenci ise 1241’den 25 bine çıktı. Öğrenci artış oranları; ilkokulda yüzde 283, ortaokulda yüzde 1609, lisede yüzde 2015 olmuştu. Sayısal artış büyük boyutluydu ama eğitimin niteliğindeki yükseliş, sayısal artışlardan da daha ilerdeydi.
Sayfa 394Kitabı okudu
Reklam
20. yy.'ın ilk çeyreğinde osm. devl.'ndeki yabancı okullara dairdir.
1914 yılında Türkiye’nin değişik bölgelerinde, Amerikalılara ait 45 konsolosluk, 17 dini misyon ve bunların 200 şubesi ile 435 okul vardı. Fransız Çıkarlarını Koruma Komitesi adlı örgütün, 1912 yılında yaptırdığı bir araştırmaya göre, Osmanlı topraklarında faaliyet gösteren 94 Fransız okulunda 22 bin 425 öğrenci okuyordu. Aynı dönemde, İngilizlerin Irak ve Ege bölgesinde, 2996 öğrencinin okuduğu 30; Almanların İstanbul, İzmir ve Filistin’de 1600 öğrencinin okuduğu 10; İtalyanların Batı Anadolu’da, doğrudan İtalya Hükümeti’ne bağlı 4; Rusların ise 1’i lise 3 okulu vardı. O dönemde, devlete ait lise (idadi) sayısının 1923 yılında yalnızca 23 olduğu13 düşünülürse, misyoner okulu sayılarının ne anlama geldiği ve gerçek boyutu, daha iyi anlaşılacaktır. Müslüman Türk aileleri; “iyi eğitim alma”, “yabancı dil öğrenme” ya da “kolay iş bulma” gibi gerekçelerle ve giderek artan oranlarla çocuklarını bu okullara veriyordu.
Sayfa 380 - Vural Savaş, Militan Atatürkçülük, Bilgi Yay., Ankara, 2001, s. 92, S. Yerasimos, Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye, Belge Yay., 7. Baskı, İst., 2001, s. 325, Cumhuriyet Dönemi Türk Ansiklopedisi, İletişim Yay., 3. Cilt, İst., s. 654Kitabı okudu
_İnsanca yaşamanın tek yolu, insanlığa düşman olan şeylerle savaşmaktır. _Kapitalist üretim biçiminin ekonomik yasalarının, sosyalist üretim biçiminin öncüsü olduğunu ve sınıf mücadelesinin kapitalist toplumsal üretimden köken aldığını ortaya koymak amacıyla siyasi ekonomi olarak kapitalizmin eleştirel bir analizidir. _Ne kadar az yer, içer,
Mustafa Kemal ve tarih sevgisine dair.
1923 yılında, şiir ve romana duyduğu ilgi nedeniyle, İstanbul Üniversitesi (Darülfünun) Edebiyat Fakültesi, edebiyat dalında kendisine fahri profesörlük sanı verdiğinde; “Okul sıralarından beri çok sevdiğim tarihle uğraşıyorum, bu nedenle fahri profesörlüğün (müderrisliğin), edebiyattan çok, tarihe ait olması daha uygun olacaktı” demişti.
Sayfa 246 - Prof. E.Z. Karal, Atatürk ve Devrim, Ziraat Bankası Yay., Ank., 1980Kitabı okudu
Hey gidi..
''Halk Fırkası, halkımıza siyasi eğitim verecek bir okul olmalıdır.''
Sayfa 60 - S. Borak, Atatürk’ün Resmi Yayınlara Girmemiş Söylev, Demeç, Yazışma ve Söyleşileri, 2. Baskı, İst., 1997, s. 220 ve Tarih IV Kemalist Eğitimin Tarih Dersleri, Kaynak Yay., 3. Baskı, İst., 2001, s. 169Kitabı okudu
Reklam
124 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.