Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Atsız Tekrar Süleymaniye Kütüphanesinde: Atsız aleyhindeki konuşma ve yayınlar nihayet 1952 Mayıs'ında semeresini (!) verecektir. Olaylar şöyle gelişir: "Türk Milliyetçiler Derneği, 3 Mayıs kutlamalarına katılması ve bir konferans vermesi için Atsız'ı Ankara'ya davet etti. Konferansın konusu 'Devletimizin Kuruluşu'
Reklam
_Tanrı, ışığı yaratmıştır. Demek ki ilk Üstad-ı Azam Mason, Tanrı’nın kendisidir. _Adem Baba, ilk masonlardandır ve Tanrı tarafından Cennete mason olarak kabul edilmiştir. Bu, masonluğun eylem olarak değilse de bir oluş kudreti olarak daima var olduğunu söylemenin bir tarzıdır. Çünkü masonluk, insan ruhunun ilk ve eski bir ihtiyacına cevap
Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşu, beşer tarihinin en hayrete değer ve en büyük vakıalarından biridir. Grenard
Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşu , beşer tarihinin en hayrete değer ve en büyük vakıalarından biridir. Grenard
_Türkler, hür ve bağımsızdırlar. Gururları çok yüksektir. Gururludurlar fakat asilzadelik taslamazlar. Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır. Hem sert ve dik başlı hem de yumuşak ve sabırlıdır. Yırtıcılığı İskitlerden, yumuşaklığı da Yunan'dan almışlardır. Fetihçi ve cahil olduklarından bütün uluslara tepeden bakarlar. Aralarında
Reklam
H.A. Gibbons, Osmanlı İmparatorluğunun Kuruluşu adlı eserinde sınır Türkmenlerinin bir imparatorluğu kurmak için gerekli kültürden yoksun olduğu, kurucuların aslında İslamiyet'i kabul etmiş yerli Rumlar olduğunu iddia ediyordu.
Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşu, beşer tarihinin en hayrete değer ve en büyük vakıalarından biridir. Grenard
Bacıyanı Rum hakkında
(Bacıyanı Rum konusu) Anadolu tarihinin aydınlatılmaya muhtaç karanlıkta tutulmuş bir sayfası olarak bugüne kadar esrarını korudu. Bin yıllar boyunca, Anadolu sosyal hayatının önemli bir parçası olan bu Sufı Kadınlar Topluluğu hakkında Âşık Paşazade’den sonra ilk çalışmayı Alman araştırmacı Fr. Taeschner yaptı. ‘Futuvva’ adlı eserinde konuya değinen Fr. Taeschner, Ortaçağ’ın koşullarında Anadolu’da, kadınların böylesi geniş alana yayılmış bir sosyal yapı olarak örgütlenebilmiş olmalarının ihtimal dahi olamayacağını öne sürdü. Fr. Taeschner’e göre Âşık Paşazade’nin metninde bir yazım hatası vardı. ‘Bacıyan-ı Rum’, yanlış aktarım sonucu ortaya çıkmış bir kelimeydi. Doğrusu ‘Hacıyan-ı Rum’ (Anadolu Hacıları) ya da ‘Bahşıyan-ı Rum’ (Anadolu Ruhbanları) olmalıydı. Fuat Köprülü, ‘Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluşu’ adlı eserinde Âşık Paşazade’nin Bacıyan-ı Rum olarak adlandırdığı, Ortaçağ Anadolusu’nda kadınlar tarafından oluşturulmuş bir sosyal zümrenin varlığını doğruladı, ancak gerektiğinde savaşabilen Sufi Kadınlar Topluluğu olarak nitelendirdiği bu sosyal sınıfın, tarihi ve işlevi konusunda herhangi bir bilgi vermedi. Fuat Köprülü’den yaklaşık altmış yıl sonra, Mikail Bayram, Sencer Divitçioğlu, Ö. L. Barkan ve Selahattin Doğuş yazdıkları metinlerde, Bacıyan-ı Rum üzerine görüşler belirttiler.
58 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.