Saat bire çeyrek vardı. Okulun fizik laboratuvarındaki deney masası üzerinde yürütülen uzun ve başarısız deneylerden sonra, gerilim dolu an gelip çatmış, deney lambasının renksiz alevinde zümrüt yeşili, hoş bir ışık belirmişti. Öğretmen, böylece aleve yeşil bir renk verecek kimyasal bileşimi gerçekleştirmiş oluyordu. Başarısını kanıtlayan bir işaretti bu. Dediğim gibi, saat bire çeyrek kala, işte bu anlı şanlı başarı anının tam ortasında...
Boka savaş raconunu iyi biliyordu. Elindeki mızrağı duvara dayadı ve mızrağın yanından uzaklaştı. Madem gelenler silahsızdı, onun da silahı olmamalıydı. Kolnay ve Csele de aynen Boka'nın yaptığı gibi yaptılar, silahlarını bıraktılar. Csele liderinden geri kalmamak için borazanını bile yere bıraktı.
Sayfa 159Kitabı okudu
Reklam
Yalnız kitabı okuyanların anlayacağı en trajik cümle
- Rüzgar esiyor oğlum. Yüzbaşı ise yüzünde kederli bir tebessümle fısıldadı. - Arsa'dan bu tarafa doğru esiyor. Canım Arsa'mdan bu tarafa doğru.
Sayfa 207Kitabı okudu
"...Ve Nemecsek herkesin emirlerini memnuniyetle yerine getirirdi. Evet, kendinden istenenleri yapmaktan zevk alan böyle çocuklar da vardır, ama çocukların çoğunluğu emir almak değil, emir vermekten hoşlanırdı. İnsanlar sonuçta böyleydi. Ve bu arsadaki çocukların hepsi subaydı, sadece Nemecsek sıradan bir erdi."
Ah Nemeçek, seni aptal çocuk... Kazanma ihtimalin sıfıra yakın işte, kaçsana, kaçıp gitsene sen de, kendini kurtarsana... Aklını Nemeçek, aklını kullansana...
Ben kendimi satmam, arkadaşlarıma ihanet etmem ve hain olmaktansa göldeki bütün suyu içmeye razı olurum.
Sayfa 48 - Sentez YayıneviKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.