Kabilelerin, ulusların ve dinî organizasyonların kolektif egosu, sık sık güçlü bir paranoya unsurunu barındırır: Kötülere karşı biz. İnsanlığın çektiği acıların büyük bölümünün nedeni budur.
Koridor Yayıncılık- epubKitabı okudu
Bazen susarsın anlayanın yoktur!
"Cevabımın bir anlamı olmayacağını biliyordum, bu yüzden söylemek istediklerimi kendime sakladım."
Reklam
Korku çok büyüdüğünde mantıklı zihin çalışamaz ve zehir dolu o yaraları artık kabul edemez hale gelir. Psikoloji kitaplarında bunu bir akıl hastalığı olarak adkmdırırız. Adına şizofreni, paranoya, psikoz deriz. Ama bu hastalıklar mantıklı zihnin korku içinde olmasından, yaraların acısından doğar. Korku ve acı öyle bir noktaya ulaşmıştır ki dış dünyayla bütün ilişkiyi kesmek daha iyi olacaktır.
Bu dogma ile İsrail'e tam yetki veriliyordu: Yahudi olma- yanlar her zaman Yahudileri katlediyorlardı, Yahudiler de kendilerini korumak için her türlü hakka sahiptiler. Her türlü saldırganlık ya da işkence; Yahudilerin başvurduğu her yol meşruydu, nefsi müdafaaları için yapılıyordu. Ebedi Yahudi düşmanlığının "Soykırım dersi"ni esefle karşılayan Boas Evron şunları yazıyordu: "Bilinçli bir paranoya yaratılmasıyla eş değer bir şeydir bu ... Bu mantalite, 'Yahudiliğin yok edilmesinde herkes Nazilerle işbirliği yaptı' şeklindeki yaygın efsanenin beslemesiyle 'Yahudi olmayanlar her türlü insanlık dışı işi yapmaya hazırdır' şeklinde bir inanç taşımaktadır. Bu da Yahudilerin diğer halklarla ilişkiye geçtiklerinde yapacakları her şeyi mübah görmeleri anlamına gelir."
Çünkü dar bir fikir alanında her şeyi izah etmeye kalkışınca bir süre sonra her yerde düşman-kâfir görünmeye başlar, paranoya evresine geçilir.
Biz aslında kimiz ?
Ancak sözün dile getirdiği hakikat kurgusu her zaman kuşku yaratan bir nitelik taşır ve özne kendisiyle ilgili kuşkunun kendisine bakan diğer özneler tarafından da paylaşıldığından kuşkulanmaya başlar. Acaba diğerleri öznenin gizlediği histerik geçmişini görüyor olabilirler mi? Histerik geçmişini gizlemek için uyduğu hakikat kurgusu işe yarıyor mu? Bu durum paranoid bir tablo yaratır ama bu tür bir paranoya psikotik bir tablo değildir. Her özne kendisiyle ilgili yaptığı yeni kurgunun işe yarayıp yaramadığı konusunda kuşku yaşadığı için paranoya her öznenin içine girdiği normal bir durumdur ve psikotik olmaktan çok histerik bir belirtidir. Anneyle olan bütünlükten ilk kopma anı sonrası öznenin ötekilerle ilişkisi bu nedenle paranoid bir zeminde gelişir. Bu aşama özne-öteki ayrımının sağlıklı biçimde yerleşebilmesi için gereklidir. Paranoya psikozdan çıkışın ilk adımıdır, alacakaranlıkta sislerin arasında belli belirsiz görünür olan ben nesnesinin öznede yarattığı varoluşsal kaygının kaynağından fışkırır ve özne yaşamı boyunca ne kendisinin, ne de ötekinin niteliğinden tam emin olamayacaktır.
Sayfa 139Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.