Postacı ferahlıyor. Sanki kadın doktora gitmiş, sanki doktor teşhisi koymuş, sanki ilaçlar iyi gelmiş, sanki İnci eski günlerine dönmüş.
Yahu bu herif bir başağrısı mı ki, aspirin alınca geçiversin.
Postacı işte uçtum akıllının teki.
Ancak Postacı'nın uyarısı işe yaradı. Remzi Bey ağzından girip, burnundan çıkarak İnci'yi ikna edip doktora götürdü.
Durum pek iç açıcı değil.
Doktorun dediği; Kendini üzmeyecek, eve tıkılıp kalmayacak; gezecek, eğlenecek, bir şeylerle meşgul olacak; bir de hap vermiş, sabah bir, yatarken iki.
İyi güzel de bu kadın bunları yapabilir mi? Onun yarası merhem kabul eder mi? Yaramı sarmaya yar kendi gelsin, deyip duruyor. Bunu anlamak lazım. Doktor reçetesini yazmış, vazifesini yapmış. Gerisi hasta ile hasta sahiplerine kalmış. Oh, ne âlâ.