Çağ mahkemeleri hüküm vermiştir Hayallerim bile hep suçtur diye Ben yürürüm yollar bitmez benimle Ben dururum hüküm durmaz hakkımda Geldim gidiyorum ben mahzun şarkı İncisi içinde bir midye gibi Birkaç er kişiyi bulsa da gönlüm Rehine bıraksam miraslarımı
Asıl tuzak çoktan kurulmuştu. “Dalavere kanunu” onun yanında hiç kalırdı! Uzun süre yadsımakta direnen Kilise, en sonunda bütün yurttaşların oy verme hakkını sözde kabul etmişti ama Tarihin başoyuncusu insan kavramının yerini, ancak Tanrı’nın kayırmasıyla kurtulabilecek olan Âdem’in zavallı hastalıklı bedeni almıştı. Her şeye kadir, ölümsüz Tanrı’nın gözünde budala ve “bilinçli yurttaş” eşitti, Tarih yeniden Tanrı’ya teslim edilmiş, Aydınlanmacı hayal tam gerçekleşmek üzereyken yine suya düşmüştü. Sandık gözlemicisi Anergo Ormea, kendisini düşman ordusunun elinde bir rehine gibi hissediyordu.
Sayfa 24 - YKY
Reklam
"Güvenen kişi kendi kaderine manevi bir rehine vermektedir."
"Güvenen kişi kendi kaderine manevi bir rehine vermektedir."
Çünkü köylüler altın eşyalarını rehine koymazlar...
Dostoyevski için, kumar da bir çeşit kendini cezalandırma yöntemiydi. Genç karısına artık hiç kumar oynamayacağı ya da belli bir gün kumar masasının yanına yaklaşmayacağı konusunda namus sözü veriyor ama bu sözünü hiç bir zaman tutamıyordu. Kumar yüzünden parasız kalarak kendini ve karısını feci bir duruma düşürdüğü zaman da, bundan patolojik bir doygunluk sağlıyordu. Karısının karşısında, kendini küçük düşürüp gülünç hale sokuyor; karısının kendisini küçümsemesini ve günah işlemekten vazgeçemeyen bir adamla evlenmiş olduğu için acınmasını istiyor ve vicdanına çöken yükü böylece attıktan sonra yeniden eski hayatına dönüyordu. Dostoyevski’nin genç karısı kendini bu duruma alıştırmıştı. Çünkü, gerçek kurtuluş umudunu yaratabilen tek şeyin (yani Dostoyevski’nin eser vermesinin) ellerinde ne varsa hepsini kaybettikten ve bütün eşyalarını rehine verdikten sonra her zamankinden daha iyi gerçekleştiğini biliyordu.
Sayfa 27
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.