Mükerrem Sarol:
“Bir adama kırk yıl deli dersen delilik olmasa bile delilik alameti başlar.”
1960 ve 1970'lerdeki kalem kavgaları: 1960'ların başında Atsız Orkun'da ve Millî Yol'da yazmaktadır. Bedii Faik'in 18 Şubat 1962 tarihli Dünya gazetesinde, 1944 olaylarından bahsederek Atsız ve arkadaşlarını Naziler safında savaşmak üzere hükümeti ele geçirmekle suçlaması üzerine Millî Yol'un 6. sayısında (2 Mart
Reklam
Karakoyunlu "marazi romantizm"den bahseder. Şevket Süreyya onu güvensiz ve güvenilmez kılan "çift şahsiyetlili­ğini" vurgular, dostlarından Mükerrem Sarol çevre tesirine olan açıklığına üzülür.
Çocukları
11 Aralık 1944 yılında evlendim. 18 Ağustos 1945’te büyük oğlum Anter doğdu. O zaman Kürtlerin babalarının adını çocuklarına koymaları yasak olmadığı için babamın adı olan Anter’i taktım.. Böylece çocuğumun adı Anter Anter olmuştu. İstiyordum ki, bir de kızım olsun. 18 Ekim 1948’de kızım ol­du. Halamın adını verdim. Halamın adı Reşe idi. Ama gel
Cihat Baban ve Mükerrem Sarol ile birlikte yurdu ziyarete gelen Adnan Menderes, öğrencilerle birlikte yemek yiyerek sohbet eder, hatta Anter'e partisinden siyasete girmesi için teklifte bulunur. "Her Kürdün CHP'yi kan davalıları gibi gördüğünü ve ona hasım olduğunu" savunan Musa Anter, hatırlarında bu teklifi nazikçe reddettiğini şu sözlerle kaydeder: Tüm namuslu Doğululara düşen, CHP'yi yıkmaktır. Bu yüzden elimizden geleni sizin partiniz için yerine getiririz ama benim herhangi bir partiye angaje olmam mümkün değildir.
Sayfa 35
DP'li Mükerrem Sarol, dinleyicilere şunu söylüyordu:CHP ile alıp veremediğimiz yoktur;mesele İnönü meselesidir. İnönü olmasaydı, aramızda halledemeyeceğimiz hiç bir şey olmazdı...
Reklam
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.