Özgürlük ve zorunluluk anlayışımızın arttığı ya da azaldığı tüm olaylarda, istisnasız olarak üç esas vardır: 1) Eylemi gerçekleştiren insanın dış dünyayla bağlantısı, 2) Zamanla bağlantısı, 3) Eylemi doğuran nedenle bağlantısı. Birinci esas insanın dış dünyayla olan ilişkisini az ya da çok görmemiz, insanın kendisiyle aynı anda mevcut olan her şey kurduğu ilişkide durduğu yeri az ya da çok anlamamızdır. İkinci esas, insanın eyleminin zaman içindeki yerinin az yada çok açıklıkta anlaşılır olmasıdır. Üçüncü esas, aklın kaçınılmaz bir şekilde talep ettiği ve her olgunun anlaşıldığı sonsuz nedenler dizisinin bizim için az ya da çok kavranabilir olmasıdır.
İş Bankası Kültür Yayınları,II.ciltKitabı okudu
1) İktidar nedir? -İktidar belli bir kişinin diğer kişilerle ilişkisidir ve bu kişi eyleme ne kadar az katılırsa gerçekleştirilen ortak eylem hakkındaki düşünceyi, varsayımı,bahaneyi o kadar çok dile getirir . 2) Halkların hareketini hangi kuvvet doğurur? -Halkların hareketi iktidar, düşünsel eylem, hatta tarihçilerin düşündüğü gibi bunların bileşimi değil, olayın içinde yer alan ve olayın içinde ne kadar doğrudan yer alırsa sorumluluğu üzerine o kadar az alan , olayın içinde ne kadar az doğrudan yer alırsa sorumluluğu üzerine o kadar çok alan bütün insanların eylemidir.
Sayfa 867 - İş Bankası Kültür Yayınları,II.ciltKitabı okudu
Reklam
“Her yerde, her akıldan geçen söylenmez...”
“Herkes yalnızca kendi vicdanıyla savaşmış olsa savaş olmazdı.”
+1
Harekete geçelim baylar. Zaman her şeyden değerli…
Barış döneminde savaşın ne demek olduğunu anlamak, savaş fikrini kabullenmek kesinlikle imkansızdır, savaş zihinsel olarak kavranamaz, yaşanmış bitmiş olan, üstelik burada verilmiş savaşlar da hatırlanamaz, insanın bizzat katıldığı ya da yer aldığı savaşlar bile; aynı şekilde savaş dönemlerinde de barış hatırlanamaz, zihinsel olarak kavranamaz. İnsanlar savaşla barışın birbirlerini ne kadar dışladığının, hafızamızdan ne kadar uzaklaştırdığının, kovduğunun, yok ettiğinin, hayalimizden ve düşüncemizden çıkardığının bilincinde değildir (tıpkı var olmadıklarında acı ve haz gibi); bunlar birbirini olsa olsa kurguya dönüştürür, insan her dönemde diğerini gerçekten tanımamış, yaşamamış hissine kapılır; o diğer olgu, yani o sırada var olmayan ise, daha önce var olmuşsa da artık aynı şekilde işlemez, geçmişe ya da geçmişte kalan diğer olgulara benzemez, romanlara ve filmlere benzer. Gerçekdışı bir hal alır, bir uydurma olur.
Sayfa 280 - MetisKitabı okudu
Reklam
602 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.