Hakkın öfkesi vardır sayın piskopos ve hakkın öfkesi bir ilerleme unsurudur. Kim ne derse desin, Fransız Devrim'i insanlığın İsa'dan beri attığı en güçlü adımdır. Eksiği olduğunu kabul ediyorum, ama ulvidir. Tüm toplumsal belirsizlikleri ortadan kaldırdı. Zihinleri yumuşattı, sakinleştirdi, dinginleştirdi, aydınlattı, dünyanın üzerine uygarlığın dalgalarını gönderdi. Fransız Devrimi insanlığın kutsanmasıdır.
Önyargıların yıkılması ve yanlışların düzeltilmesi bizi aydınlığa ulaştırır.
Reklam
Sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık! Ruhları sevmeyi deneyin.
Sayfa 1098Kitabı okuyor
Tayfa için gelgit neyse, suçlu için vicdan azabı odur. Tanrı ruhu okyanus gibi kabartır.
Merhamet meraklıdır ve meraklı olmalıdır.
Sayfa 22 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2.CiltKitabı okuyor
-İnsanlığın başında cehalet denen bir tiran var. Ben bu tiranın ölümü için oy verdim. Bu tiran haksız bir otorite anlamına gelen krallığı doğurdu, oysa bilim gerçek bir otoritedir. İnsan sadece bilimle yönetilmelidir. -Ve vicdanla, diye ekledi piskopos.
Reklam
...yüzyılın ilki insanın emeğinin sömürülmesinden dolayı aşağılanması, ikincisi kadının açlık yüzünden alçalması, üçüncüsü çocukların eğitimsizlik nedeniyle yeteneklerinin gelişmemesi olan üç temel sorunu çözülmedikçe, bazı bölgelerde toplumsal baskı devam ederken, daha geniş anlamda yeryüzünde cehalet ve yoksulluk hüküm sürdükçe, böyle kitaplar yerde olmayı sürdüreceklerdir.
Dünya görüşü insanın yaşam biçimini şekillendirir.
Hırsızlardan, katillerden asla korkmayalım. Bunlar dışarıdan gelen küçük tehlikeler. Biz kendimizden korkalım. Önyargılar, işte hırsızlar; günahlar, işte katiller. En büyük tehlikeler içimizde. Bedenimizi ya da kesemizi tehdit edenin ne önemi var? Sadece rubumuzu tehdit edenden korkalım.
Kuşkusuz ahlaksızlaşmış, yozlaşmış, alçalmış, hatta iğrenç görünüyorlardı, ama yoksulluğun pençesine düşüp inandıkları değerleri yitirmeyen insanlara çok nadir rastlanırdı; zaten bir noktadan sonra bahtsızlar ve alçaklar o aynı uğursuz sefiller sözcüğünde iç içe geçip birbirlerine karışıyorlardı; kabahat kimdeydi? Üstelik, içine yuvarlanılan sefalet uçurumu ne kadar derinse, gösterilecek merhametin de o ölçüde derin olması gerekmez miydi?
Sayfa 21 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2.CiltKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.