Kendini ikna edebilmek için durmadan anlatırsın
Aşk.. Kişinin kendini ikna etmesi aslında. O kişiyi seçiyor, hep onun hakkında konuşuyor ve önce kendi kendimizi ikna ediyoruz. Birini sevmeye beni benden daha iyi hiç kimse ikna edemez, biliyor musun.. İkna sürecinde, karşı taraftan küçücük bir parça alıyor, sonra onu hayalimizdeki diğer parçalarla bütünlüyoruz. Hepsini üst üste koyarak kendi aşkımızı kendimiz yaratıyoruz. Sonra da o yarattığımız kişiden bizimle eş duyguları taşımasını bekliyoruz. Yaratma süreci, kendini ikna etme süreciyle iç içe. Bu yüzden de sıklıkla O'nu konuşmak istiyoruz. Çünkü aslında söylediğimiz her söz kendimize dönüp çoğalıyor. Kurguladığımız o hikaye, anlattıkça olağanüstü bir gerçekliğe kavuşuyor. Ve savunmaya başlıyoruz. Kendi hikayemizi kendimize karşı savunuyoruz. Aşktaki tek ikna süreci bu değil. Ama diğer ikna süreçleri de anlatmakla sımsıkı bir ilişki içinde. Gün gelip de hayal kırıklığı yaşandığında, bu sefer de başka şeylere ikna etmeye çalışıyoruz kendimizi ve yine anlatıyoruz: "Zaten beni hak etmemişti" diyoruz mesela. Başlangıçta kendimizi aşka ikna etmek, aşkı çoğaltıp yaratmak için anlatırken, ayrılıkta da aşkı bitirmek için anlatıyoruz. Kanıksayana kadar, artık hiçbir anlamı kalmayana kadar aşk acımızı anlatıyor, anlata anlata kurtuluyoruz.
“Birini sevmeye beni benden daha iyi kimse ikna edemez..."
Reklam
"Susmak da aşkın yollarından biriymiş. Bunu öğrendim."
Zamanın acımasız tekerleği dönüyor... Sürüklüyor hepimizi bir yerlere. Hiç unutamam sandıklarımızı eziyor, toprağa karıştırıyor ve toza çeviriyor... İyi ki... İyi ki bunu yapıyor...
Aşkın belkemiğidir beklemek... İclal Aydın Senin Adın Bile Geçmedi, İclal Aydın
"O gün, nasıl oluyor bilmiyorum ama birbirimizin her sözünden sonra dönüp geçmişe bakıyor ve uzun uzun susuyoruz. Çözüle çözüle, dağılıp toparlanarak susuyoruz. Bazı şeyler uzun uzun susmadan konuşulamıyor."
Sayfa 128 - Epsilon yayınları
Reklam
Geri18
89 öğeden 81 ile 89 arasındakiler gösteriliyor.