Sevgili Yıldızkız, Artık büyük bir kızsın. Bebek gibi davranmayı bırak. Erkek arkadaşını kaybeden tek kız olduğunu mu düşünüyorsun? Bir sürü erkek arkadaşı var. Sen kayıp nedir bunu konuşmak istersen etrafına bak. Kırmızı, sarı ekose atkılı adama ne demeli? O Grace'i kaybetti. Sevgili karısını. Eminim 50 yıldan uzun bir süredir evliydiler. Senin Leo ile 50 günün bile olmadı. Ve o adamla aynı dünyada yaşarken, üzülmeye hakkın olduğunu mu düşünüyorsun? Betty Lou. Evinden çıkma cesaretini yitirmiş. Kendine bir bak. Sen hiç kapıyı açıp, dışarı çıkabilme gibi basit bir kabiliyet için şükrettin mi? Ve yerleri süpüren Alvina - kendinden nefret ediyor ve bu konuda yalnız değilmiş gibi görünüyor. Tek kaybettiği çocukluğu, geleceği ve hiçbir zaman onunla arkadaşlık etmeyecek bir sürü insan. Onunla yer değiştirmek ister miydin? Ah evet, çakıl taşı yığınlarındaki hilekâr çocuğu unutmayalım. Yosun yeşili İngiliz. Sana ne demişti? "Beni mi arıyorsun?" Pek bir şey kaybetmiş gibi durmuyordu değil mi? Yalnızca... Kendisini. Şimdi kendine bir bak, Arizona'daki, elindekinin değerini bilememiş, seni başka birisine dönüştürmeye çalışmış, sana arkasını dönmüş, seni kurtlara bırakmış, kalbini çalmış ve seni Ocotillo balosuna bile çağırmamış toy bir oğlan için bebek gibi sızlanıyorsun. Ne demek istediğini neden anlamıyorsun? Tık tık? Orada kimse var mı? Senin bütün hayatın önünde ve tek yaptığın geçmişe bakmak. Artık büyü kızım. Sana evde öğretemeyecekleri bazı şeyler var. Doğum belgesindeki kendin Susan Caraway
12 Mart Sevgili Yıldızkız, Artık büyük bir kızsın. Bebek gibi davranmayı bırak. Erkek arkadaşım kaybeden tek kız olduğunu mu düşünü­ yorsun? Bir sürü erkek arkadaşı var. Sen kayıp nedir bunu konuşmak istersen etrafına bak. Kırmızı, sarı ekose atkı­ lı adama ne demeli? O Grace’i kaybetti. Sevgili karısını. Eminim 50 yıldan uzun bir süredir evliydiler. Senin Leo ile 50 günün bile olmadı. Ve o adamla aynı dünyada yaşarken, üzülmeye hakkın olduğunu mu düşünüyorsun?
Reklam
“Bizim için kendi güçsüzlüğümüzün yarattığı o huzur dolu koşullar arasında, bizlerden bir derece aşağıda, bu yuvarlak dünyanın üstünde bulunan yüzde doksan dokuz onda dokuzumuz için; ancak bir kaçımızın eğitilmiş hayvanlara uyguladığı, geri kalanımızın işkenceyi, yeryüzünden kaldırmak için kolaylıkla üstesinden gelebileceğimiz, bir başka şey kalıyor geriye. Çok kolay... Herhangi bir eğlence yerinde ya da sirkte, cambazhanede, tiyatroda, hiçbir zaman hiçbir şey düşünmek zorunda kalmayacağız. Ama öyle bir gösteri başlarken, tam o anda; hemen yerimizden kalkıp dışarı çıkmak, bir yürüyüş yaparak, bir parça temiz hava almak, sonra da gösteri bitince, dönüp programın kalan kısmını izlemekle, böyle bir gösteriye karşı olduğumuzu güzelce anlatabiliriz. Yapacağımız, elimizden gelirse yaptıracağımız tek şey, bütün eğitilmiş hayvan programlarını genel eğlence plâtformlarından kaldırmak... Yöneticilere halkın böyle gösterilere ilgi duymadıklarını anlatmak. Ve bir gün gelecek, yönetici, izleyicilerine böylesi gösteriler sunmaktan vazgeçecektir.” Mişel’in en kaygılı günlerinde bile hiç durmadan yollara düşüp birilerini aradığını biliyordu Villa ile Harley Kennan... Aklından geçenler yalnızca bu oluyordu:”
“Mişel’in, tüm bunlardan haberi yoktu. Ancak Van Kedisi onun varlığını fark etti. Güvertede her şeyden habersiz giderken, kedi birden üstüne atlayıverdi... Mişel, içgüdüsüyle yana sıçrayıp tehlikeyi savuşturdu. Mişel’in bu işte hiç hatası yoktu. Onların hiç birine zararı dokunmamıştı. Kedi öfkeyle tıslayarak, pençelerini çıkarmış, saldırısını tekrarlıyordu.”
“Sen var bana vermek, on çubuk tütün!” Dag, adamı terslemek zorundaydı.Hemen bu düşüncesini uyguladı: “Şimdi sana elimin tersiyle bir şey veririm moruk, o zaman görürsün gününü.”
“Bu köpek en azından yüz dolar eder. Eğer onu kibar ve güzel bir bayana yüz dolara sattıktan sonra, parayı cebe indirirken, sırıtarak kendisine bir ‘Uzun ömürler, Hanımefendi!’ diyemezsem, ben de bir Teriyeyi bir tazıdan ayırt edemeyecek, kalıbı beş para etmeyen ayyaş herifin tekiyim, demektir.”
Reklam
19 öğeden 11 ile 19 arasındakiler gösteriliyor.