Hilda otuz dokuz yaşındadır, onu ilk tanıdığımda bir tavşana benziyordu, hâlâ da benzer, ama zamanla iyice sıskalaşıp kurudu, gözlerine de hiç silinmeyen ürkek, gamlı bir bakış yerleşti. Keyfi iyice kaçmışsa, omuzlarını aşağı sarkıtıp kollarını göğsüne öyle bir kavuşturur ki, ateşin başına tünemiş çingene karılarına döner.