[...], son asır boyunca biz Müslümanların İslamiyet hakkında gayr-i müslim şahsiyetlerin sarfettikleri övücü sözlere ister istemez verdiğimiz önemi hatırlatmak isterim. apoleon da bunların arasındadır. Goethe, Kazancakis, Rimbaud ilh... listeyi uzatabiliriz. Sonra meşhur mühtedilere verilen önem, arkasından da herhangi bir mühtedinin kazandığı mümtaz mevki... Bütün bunlar bir araya gelince ortaya tuhaf bir "mazeret beyanı" çıkıyor sanki. Yani biz Müslümanlar, gayr-i müslimlerin dinimize rağbet etmesini kendi Müslümanlığımızın mazereti gibi görüyoruz. Haklı olduğumuzdan vazgeçmişiz de mazur olduğumuzu gösterme çabasındayız. Anlaşılmaz duygular değil bunlar elbet. Kendini çekip çevirme gücünü elden kaçırmış bir sosyal kesimin biraz teselli, biraz da böbürlenme vesilesine duyduğu ihtiyaç belki. Bu kadarıyla kalırsa bir zararı da yok. Ama bu kadarla kalmadığı rahatça söylenebilir.
Sayfa 462 - tiyo, ikinci baskı, eylül 2014, cağaloğlu