Seni yalnızca bir defa olsun görmek, yalnızca bir defa sana rastlamak, yalnızca bir defa daha bakışlarımla uzaktan olsun yüzünü kucaklayabilmek, tek arzumdu.
Devrimin kaderi, kendi kendine tanımış olduğu bütün dinlenme anlarını silip geçmek, hedeflerini, elde edilir edilmez, daha da yükseltmek olmuştur. Başlangıçta, Kral'ın etkisiz hale getirilmesiyle, sonra tahttan indirilmesi ile üstüne düşeni yerine getirdiğini sanır devrim. Fakat altında tahtı, başında tacı olmayan bu zavallı tehlikesiz adam hâlâ bir semboldür; hele cumhuriyet, yüzyıllardan beri toprak altında yatan kralların kemiklerini bile çıkarıp çoktan toprak olanı bir kez daha yakmak istiyorsa, canlı bir kralın gölgesine bile nasıl tahammül edebilir ki? Böylece önderler, herhangi bir geri dönüşü kesin olarak önlemek için, XVI. Louis'nin siyasi ölümünün arkasından bedenen ölümünün de gelmesi gerektiği inancına varır.
Ne yapmalı bir kral? Boyun mu eğmeli? Kral boyun eğecektir. Tahtından mı indirilmeli? Kral buna uyar. Kralın adı mı ortadan kalkmalı? Önemi yok, nasıl isterseniz öyle olsun.