yeni partilerin kurulmasına ⁸¹⁰ ya da kapatılmasına da karar veren yine tek kişi yani Mustafa Kemal'dir. Kılık, kıyafetin şekli hatta kadınların erkeklerle dans etmeleri bile, Mustafa Kemal'in emri ile gerçekleşmekteydi. Nitekim bir defasında, "... devlet yüksek yöneticilerinin de çağrılı olduğu bir baloda üniformalı subayların dans etmediklerini gördü. Gazi, bunun nedenini sordu. Komutanlardan biri, suçun her dansa çağrıyı geri çeviren kadınlarda olduğunu söyleyince Mustafa Kemal, yüksek sesle topluluğa şöyle seslendi: 'Arkadaşlar, dünyada subay üniforması giymiş bir Türk erkeğinin dans önerisini geri çevirebilecek bir kadının bulunabileceğini düşünemiyorum. Şimdi emrediyorum! Hemen salona dağılın! İleri Marş! Dans edin!" ⁸¹² emri üzerine, herkesin dans etmeye kalkışması da bu "tek kişinin baskıcı, buyurgan ve otoriter yanını ortaya koyması anlamında önemlidir. 810.Türkiye Komünist Partisi, Bolşevik Rusya'ya şirin görünmek için Mustafa Kemal tarafından kurdurulmuş ve TKP'nin Genel Sekreteri Hakkı Behiç'e "sevgili yoldaş" diye de mektup yazmıştı. Hatta, Mustafa Kemal ve bazı arkadaşları ülkeyi kurtarmak ciddi olarak, Bolşevik olmayı bile düşünmüştü. Sabahattin Selek, Anadolu İhtilali, Cem Yay.1976, s.579,584; ayrıca bkz. H. Edip Adivar, Türkün Ateşle İmtihanı, Atlas Kitabevi, 1979 s.130,131 811. 5 Haziran 1925'te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, 17 Kasım 1930'da Serbest Cumhuriyet Fırkası kapatılmıştır. 812. Dr. Bernard Caporal, Kemalizmde ve Kemalizm sonrasında Türk Kadını, İş Bnk. Yay. 1.bsk. 1982, Ank.s.651
Sayfa 328 - Genç BirikimKitabı okudu
Kitap Alıntısı
Evin kendisi, çocuğun hafızasında Mor Salkımlı Ev yaftasını taşır. Bu ev, yarım asırdan ziyade, bazan da her gece, bu küçük kızın rüyalarına girmiştir. Arka taraftaki bahçeye nazır pencereler, çifte merdivenlerin sahanlıklarındaki ince uzun pencereleri, baştan başa mor salkımlıdır ve akşam güneşinde mor çiçekler arasında camlar birer ateş levhası gibi parlar. Halide Edib Adıvar, anılarını iki cilt haline kaleme almış, bu iki cildi de hayatının ayrı dönemlerinde yazmıştı. Mor Salkımlı Ev, yazarın çocukluk günlerinden 1918 yılına kadar olan dönemi anlatır. ‘İstiklâl Savaşı Hatıraları’ alt başlığını verdiği Türk’ün Ateşle İmtihanı ise bu tarihten 1923 yılına kadar olan olayları.Mor Salkımlı Ev’de, ülkesinin tarihine hem bir aydın, hem de bir eylemci olarak büyük katkılarda bulunmuş bir yazarın yetiştiği yılları okuyacaksınız.
Reklam
Benim ve herkesin Mustafa Kemal Paşa hakkındaki fikrimiz bu devrede şöyle ifade edilebilir: Çanakkale’de Anafartalar kahramanı, Padişah’ın Yâveri31 ve harikulâde bir zekâ ve ihtirası olan bir insan diye tanınıyordu. Ben kendisini birkaç defa Babıâli’de görmüştüm. Şahsiyeti ve iradesi, inkâr edilemeyecek bir görünüşü vardı. Doğu Anadolu’ya, oradaki kuvvetleri yatıştırmaya gönderdiklerini işittiğim zaman ihtirası hakkındaki fikirlere hiç inanmadım. Türk’ün istiklâlini koruyacak bir vaziyet aldıktan sonra, Türk milletinin kendisine en büyük mevkii vereceğini tabiî görüyordum.
Yaşasın sanat, yaşasın edebiyat ve yaşasın Sinekli Bakkal'dan Türkün Ateşle İmtihanı'na kadar bütün merak yolları!
Sayfa 140 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Şayet Yunanlılar Türkiye’yi işgal ederlerse, bütün Anadolu Türklerinin ortadan kalkacağını söyledim. Yunanlıların girmiş olduğu yerde hiçbir Türk’ün yaşayamayacağını anlamalarını istiyordum.
Gün kararıyor, istasyonda toplanmış olan kalabalık fark edilemiyordu. Tren istasyonda durunca, biri trene yaklaştı. Asker üniformasıyla Babıâli civarında uzaktan görmüş olduğum Mustafa Kemal Paşa olduğunu tanımak güçtü. Trenin kapısı açılınca, Mustafa Kemal Paşa yaklaştı. Bana merdivenlerden inerken yardım etti. Bu elin çevik hareketi ve kudreti, bana Mehmed Çavuş’la Millî Mücadele’nin, yolda arkadaşlık etmiş olduğum şahsiyetlerini hatırlattı. Fakat bu kudretli el, şekil itibariyle ötekilerden bambaşkaydı. Anadoluluların elleri umumiyetle kocaman, geniş ve zalimleri gırtlağından yakalamaya kadir görünür; Mustafa Kemal’in gergin derili, uzun parmaklı, beyaz eli Türk’ün bütün hususiyetleriyle birlikte aynı zamanda hâkim bir vasfa da sahipti. — Safa geldiniz Hanımefendi’den sonra, hatırımı sordu ve arkasında, ayakta duran uzun, siyah sakallı bir şahsı: — Ankara Valisi, diye takdim etti.
Reklam
78 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.