Üzerindeki hükümden dolayı yüzü hüzünlü ve sertti ama kalbinin derinliklerinde hep bir ümit bulunur ve zaman zaman buradan, kayadan kaynayan bir kaynak gibi neşe fışkırırdı.
Reklam
ARAGORN İLE ARWENİN ÖYKÜSÜNÜ
"Arador Kral'ın dedesiydi. Oğlu Arathorn evlenmek için Aranarth soyundan gelen Dfrhael'in kızı olan Zarif Gilraen'e talip olmuştu. Bu evliliğe karşı çıkmıştı Dfrhael; çünkü Gilraen küçüktü ve Dtinedain âdetlerince evlilik yaşına ulaşmamıştı henüz. "'Dahası,' demişti, 'Arathorn olgun yaşta, sert bir adamdır
Elveda Frodo
Sonra Cirdan onları Limanlar'a götürdü; burada beyaz bir gemi duruyordu; rıhtımda kocaman gri bir atın yanında beyazlara bürünmüş bir şekil onları bekliyordu. Dönüp onlara doğru gelirken Frodo, Gandalf in artık Üçüncü Yüzük olan Muhteşem Narya'yı açıkça elinde taşıdığını gördü; yüzüğün üzerindeki taş ateş gibi kıpkırmızıydı. O zaman,
Sonraki biriki gün Frodo evrakını ve yazılarını Sam ile birlikte gözden geçirdi ve anahtarları teslim etti. Düz kırmızı, deri kaplı koca bir kitap vardı; koca sayfalan artık neredeyse tamamen dolmuştu, îlk başlar, Bilbo'nun ince, dolaşık yazısıyla doluydu; fakat çoğu Frodo'nun sıkı, akıcı yazısıydı. Kitap bölümlere ayrılmıştı fakat
"Eğer istemiyorsan hemen gelmene gerek yok," dedi Frodo. "Ama biliyorsun Babalık yakınlarda, sonra Dulhanım Gurultu ona gayet iyi bakar." "Mesele o değil Bay Frodo," dedi Sam ve kıpkırmızı kesildi. "Ee, ne öyleyse?" "Gül, Gül Pamuk," dedi Sam. "Belli ki benim dışarılara gitmemden hiç
Reklam
Hobbitlere sonra noldu?
Sonra aniden bir gün Galadriel'in hediyesini hatırlayıverdi, çünkü haftalardır yaşadığı maceraları düşünemeyecek kadar meşguldü. Kutuyu çıkartarak bunları diğer Yolcular'a (çünkü artık herkes onları bu isimle çağırıyordu) gösterdi ve fikirlerini sordu. "Onu ne zaman hatırlayacağını merak edip duruyordum," dedi Frodo. "Aç
"Solucandil!" diye seslendi Frodo. "Onu izlemene gerek yok. Senin hiçbir kötülüğünü görmedim. Burada bir süre dinlenip kamını doyurursun; daha kuvvetlenip kendi yoluna gidinceye kadar." Solucandil durup arkasını dönerek ona baktı, kalmaya hazır gibiydi. Saruman döndü. "Hiç mi?" dedi çatlak bir sesle. "Yo tabii!
Saruman - Sharkey
Frodonun zihninde ani bir şimşek çaktı. "Sharkey!" diye bağırdı. Saruman güldü. "Demek ki bu ismi duydunuz, öyle mi? Sanırım Isengard'da bütün halkım bana böyle diyordu. Büyük bir ihtimalle bir saygı gösterisi olarak.* Ama belli ki siz beni burada görmeyi ummuyordunuz." * Büyük bir ihtimalle kelimenin aslı Orkça'ydı:
"Kesmişler!" diye bağırdı Sam. "Davet Ağacı'nı kesmişler!" Altında Bilbo'nun veda konuşmasını yapmış olduğu ağacın durduğu yeri işaret etti. Tarlanın ortasında kesilmiş, ölü yatıyordu. Sanki bu bardağı taşıran son damlaymış gibi Sam gözyaşlanna boğuldu. Bir kahkaha onlan durdurdu. Değirmen avlusunun alçak duvanna uzanmış, aksi bir hobbit gördüler. Asık yüzlü ve kara elliydi. "Beğenmedin mi Sam?" diye dudak büktü. "Ama sen hep yumuşaktın. Ben de hep o atıp tuttuğun gemilerden biriyle yelken açıp gittin sandıydım. Ne halt etmeye geri döndün? Artık Shire'da yapacak çok işimiz var." "Öyle olduğunu görüyorum," dedi Sam. "Yıkanacak zamanbile yok ama duvarlann üzerine sere serpe yatacak zaman var. Ama buraya bak Efendi Kumlukişi, bu köyde hesaplaşmam gereken çok şey var; alay ederek bu işi fazla uzatma yoksa gücünün yetmeyeceği kadar büyük bir bedel ödemek zorunda kalırsın."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.